Olmadı Yasemin, olmadı, ‘Öldüm’ deyip de kalkmak Sana hiç mi hiç yakışmadı. Yaşıyor olmana sevinemedim. Gariptir, Böyle biri değildim. Benim için Hala mezardasın. Yerini bilmiyorum, İnan, Umursamıyorum.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sus Pus şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sus Pus şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
böyle bir sözü söylemek usta bir kalemi red demektir yada kıskanmak kıskanmak ola bilir çünkü keşke bu dörtlükler bana ait olsa idi diye bilirim ama asla red olamaz
Hayyam... Benim gibi yazan biri için daha güzel bir iltifat olabilir mi? Kaldı ki ben sırf aynı cümlede geçmek uğruna 'Uff, ne kadar sıkıcı! Keşke Hayyam okuyor olsaydım'a bile razıyken. Teşekkür ederim. Saygılarımla.
Kendim için yapamadığımı size mi yaptım? Kendimi elma gibi hissettim, Newton'un karşısına düşen (Başına düştüğü söylentileri şehir efsanesidir). Yine de çok güzel söyledikleriniz. Teşekkür ederim.
evet ortam çok önemli oldum olası şiiri sevmişimdir hele romanlar hep benimle idi... burayı keşfettiğim de okudukça gelişiyorsunuz..yalnız şunu fark ettim sizinle sohbette ve yazdığınız şiirleri okumaya başladığımdan beri zihnimden şimdiye kadar kötü olan her şeyi silmek için cabladığımı yani madalyanın diğer yüzünü görmediğimin farkına vardım...bu da bir ufuk galiba...
Kişiyi tetikleyen ortamı yaratmak önemli olan. Bunu ieşitli sanat dalları da sağlayabilir, yaratıcı arkadaşlar da. Hayalgücü zengn kişilerin bulunduğu ortamlar kurgu yaratımında çokfaydalı olabiliyor.
tşk ederim sizden çok şeyler öğreniyorum.....her insanın ilgi alanı farklı kimi ressam ama bunun yanında yazar ...sanat başlıbaşına dünya içinde ilerledikçe büyümek istiyorsunuz yetmiyor geziyorsunuz mesela daha çok yer görmek istiyorsunuz...
hayalgücüyle yazmak için çok okumak gerekir olayların boyutunu derinliğini anlamak ve yaşıyormuşcasına aks ettirmek başarı bence fakat bide hatırlıyorum öykü yazan sadece ilkokul mezunu bir bayanı okumuştum özel bir yetenekte var belkide.. olsun yazabilen her kalem değerlidir benim için saygı duyarım medeni bir cesarettir aslında..
Haklısınız, herkes aynı düzeyde yazıya dökmüyorö öyküye dönüştürmüyor. Bunun biraz alıştırma yaparak, biraz da 'Ben olsam nasıl bir şey okumak isterdim?' sorusuna cevap arayarak çözülebileceğini düşünüyorum. Yetenek ise bu yolları kısaltan bir özellik. Hayalgücü gerektiren öykülerde ise tamamen haklısınız: Evet, hayalgücü başlı başına bir özellik; bir şekilde kazanılabiliniyor mu, bilmiyorum.
kolay değil her kalemin elinden çıkan aynı mı bakarmısınız? anlatılan şeylelr okuduğumuz olaylardan çıkardığımız sonucu kaleme aktarmak özel yetenek işi bence... yoksa her ağzı olan yazardı değil mi?...doğru cümle yerinde uslup akıcılık duruluk ve herkesin anlayacağı yalınlık bulmak zor diye düşünüyorum...
Öykü yazmanın yetenekten öte alışkanlık olduğunu düşünüyorum. Gün boyu birbirimize bir şeyler anlatıyoruz. Bu kadar alıştırmadan sonra kalem ve kağıtla buluşunca bir şeyler çiziktirmek o kadar da zor olmasa gerek.
öykü yazmak özel bir yetenek ben başaramadım denedim olmadı bir türlü olayı nasıl anlatacağımı bilemedim...şiirde öyle sahiden her daldan yazabilir farklı imalarda bulunabilir avuçlarına aldığınız dünyayı güzel çirkin göstermek elinizde...
Sohbetler için itiraf etmek gerekirse şiirler daha verimli oluyor. Şiirde dünyayla dalga geçmek ya da dünyayı acımasızca eleştirmek daha kolay. Bu da epey bir sohbete yol aöabiliyor. Öyküler ise daha teknik sohbetlere gebe.
şiirde ve düz yazıyı okuduktan sonra eleştirme adında yorumları okuyorum kör kalmış noktalarımı buluyorum bende beğeniyorum... farkediyorum ki düz yazıda yazıyorsunuz bu sohbetlerde...
Şiiri yazdıktan sonra dışarıdan biri gibi onun hakkında sohbet etmek hoşuma gidiyor. Birden fazla kere bu sohbetler başka şiirlere ve öykülere ilham oldular. Ben teşekkür ederim ziyaret edip yorum yaptığınız için.
olmalı ama dozunda ne az ne çok ayarlanmalı..çok umursamak yıpratıyor karşınıda ki adam sendeci ise vay haline...tşk ederim açıklamanızla farklı bakış acısı yakalamama neden oluyorsunuz...
Bu şiir umursamamın değil, umursamadığını farketmenin şiiri. Kızdığınız birisine 'Değmezmiş' dediğiniz noktada 'Sahi, akşam maç var, değil mi?' düşüncesinin aklınıza geldiğini farkediyorsunuz ve şiiri bitiriyorsunuz.
Her şeyi çok umursamak iyidir ya da kötüdür diyemem. 'Her sesi duyuyorum' gibi bir şey bu. Bende olmasını ister miydim? Bilmiyorum.
tşk ederim..gündelik yaşamda da umursamıyorum demekte kayda almışsınız da dile getiriyorsunuz gibi geldi yinede ..yok sayıyorum bak ona göre de demiş olamazmısınız? takıldım ben galiba ben her şeyi çok umursuyorum da olumlu olumsuz....
'Umursamıyorum' şiirin doğal akışı içinde geldi. Böyle bitmesini öngörmemişimtim ama biteceği tuttu. Demek ki içimden gerçekten öyle gelmiş.
Eğer şiir romantik bir ilişki üzerine olsaydı umursamamak öyle kolay olmazdı. Ama onun yerine günlük ilişkilerdeki 'Hadi ya, adam değilmiş' tarzındaki bir hayal kırıklığını ve sonrasında omuz silkip devam etmeyi anlatıyor.