Aşk Tende Kancık Bir Kurşun YarasıUcuz bir yoksulluk güncesidir hayat Geçmiş zaman tableti avuçlarımızda Hüzünlü bir Anka kanadıymış ayrılık Kendi külünü savurur hep umuda Aşk tende kancık bir kurşun yarası Göğüste biçare bir içleniş yaması Vurulmuşum devasız yokluğuna Say ki, çılgın bir bedelin travması Yurdumda uğraksız çardaklar Özlem kendi sarayında kayıp Usuma sığmıyor burukluğum Adın biçare ruhumdan damlıyor Sönmemiş yıldızlar biriktirdim sana Umarsız bir kadehte sarhoş naram Kayıp kentlerin çürük darağacındayım Emzirilmemiş çocukça muhtacım sana İyileşmeyecek bir yarayım kendimde Çıkrıksız kuyularda ara yar cesedimi Kimliksiz bir gezginim ben yüreğinde Aşkın sınırlarıyla çizdim yüzölçümünü Çürümüş ağlarda yosunlu bir balığım ben Firari çığlıklar biriktirdim sana gövdemde Menekşeler yetiştirdim mor kıraçlarımda Arama yüzümü artık korsan afişlerde Zamansız düşlerin terli yatağında Nefessiz bir karabasandır yaşamak Seviler uçurumuna yürüyoruz biz Bir toz bulutu çöreklenir dudağımıza Dağılmış ciltler gibidir mutluluk Hangi dikiş bitirir yamalı özlemleri Hangi yudum dindirir susuzluğumuzu Kirpiğimizde biriken aşkın tozuymuş hayat Kal gözümün merceğinde bırakma beni Suda yaprak gibiyim düşündükçe seni Her sabah yüzüme çarptığım suyum ol Doyumsuz düşlerle sar yoksul gövdemi Selahattin Yetgin |
Fırat kardeşimin sesiyle dinledim önce şiiri sonra kendim okudum.
Yine katre katre aşk damıtılmış kalemden satırlara.
Yüreğine bin sağlık dost.
Takdir ve saygılarımla.