gül-i rânamın can suyuhangi sevda çiçeği avuçlarında açmayı tatmaz ki yâr? bir yudum taze hayat sunan Şems kan ter içinde bir yürek kuruyan dudaklarıyla semâya dönen avuçlarında dualarında "vuslatı " dileyen bir kız çocuğu düşüyor nisanın son günlerinde senli cümlelere sabah ezanında ılık bir meltem düşürüyor misk-i amber kokunu kulağına fısıldıyor sevda türkülerini aşk ocağında ateşin olan aşkından eriyen mum"a dönüyor bedeni Marmara kokan benliğinden tarih kokan sayfalardan yüreğine akıyorum usulca cancağızım eskittiği yüzü ilkbahar beşiğinde sallarken sana akan gözyaşı boncuklarını bakır renkli bulutlara ilmekliyor Yüreği şehr-i istanbul kokan yâr yüreğim sana bir an evvel kavuşma çoşkusuna gebe hadi can sızım kapılarını perdelerini sonuna kadar arala emi vuslat tahayyülü ceplerimde hüsnüyusuflar kasımpatı gelincikler sana koşturmakta yüreğim yüreğinin en ücra mevkisinde "sen" olmaya geliyor can sızım yolum şehr-i İstanbul menzilim vuslat gayri varlığım benliğim hiçliğim senin varlığında sonlansın cancağızım en yalın halinde sevdim/n gül-i rânamın can suyu biz ki; kaç kez hicrana vakfettik ömürü kaç kez sorgulandık kara odalarda kaç kez Yusuf`u kurtardık kaç defa yırttık hicranın kıl gömleğini Leyla`yı Mecnun’suz akan tuzlu vaveylâlarına şahit olduk bahar nefesinle sev beni içine çek ta ciğerlerine doldur uzaklığımı unut nefesin nefesime sokulsun can sızım serin sulardan guslettim içimdeki yetim kızı yaralarını sardım vuslata yanaş yanıma vakit sukût zamanı dilim lâl ete kemiğe bürünen Yunus oldum sen Leylaya yanan Mecnun gibi Velhasıl tanımsız kıldım hiçliğimi 32 harfi beyaz duvaklı kağıda yansatan Şems"im bir damla “ vuslat “ ikram eden sevgili seninle herşeye var"ım. gordion 28/4/2011 |