'O' YETER BANAMânâya eremeden erilen aşk-ı muğlak Erir de yavaş yavaş olur sonunda helâk Özü ateş olmayan bilmez dünyayı yaksa Yaratılan her varlık bulur aslını mutlak Aşkı Mevlâ’dan aldık yine O’ndan dirayet ’Dost istersen ben varım’ diyor bak işte ayet Nûr’a ulaşmak için adımsa aşk-ı beşer Her anı hayr olmalı yıkmak istese de şer Sabır lügate yüktür cevre tahammül yoksa Yusufluğu bilenin payına zindan düşer Hırsın galebesinde bağlanınca basiret Hiçlikle yaftalanır öncesi nûrken sûret Sevginin mâsivayla gecikince inâhı Yanlış menzile rağbet kaybettirir cenâhı Kul hakikate hikmet penceresinden baksa Nuh’a vebal görülmez âyâlinin günâhı Hükmü bitip kırılmış kalemdeyse ihânet Mezardaki ölüye sıfat mıdır muhannet Mesnedi olmayan söz değilse bile bühtan Dönüp dolaşıp bir gün senin de olur yaftan Adı Süleyman olup som altından taç taksa Kendine hükmetmeyen cihâna olmaz sultan Sabra râm iken insan görürse bunu zahmet Beklenmez artık ondan ne vefâ ne de rahmet Ve bunları bilerek diyorum ki sevgili Kişiyi yücelten de yıkan da kendi dili Yer gök ile birleşse sular tersine aksa Söndürürüm yaksan da gökteki tek kandili Sonsuzluk umudumdu gözlerindeki cennet Bin yıl ârâfta kalsam etmem aşkına mihnet 2008 |