mühürlü dudaklar “ sessizliğe” teyemmüm ettikalemim yuttu hicranın kara yaşmağını yüreğim yüreğinin en ücrasındaki kardelen dilim lâl senli cümlelerim anlatır maviliğini can sızım şehr-i İstanbul dün çingene vapurunu bindim Eminönünden Marmara"nın maviliği yarıldı her iskelende bir kız çocuğu bıraktım hicran sirayet etse de mora bürünmüş dudakları hüsnüyusuf kokan saçlar kağıttan gemi yaptı yaralı âşıkların kalblerini sıvadı hiç gocunmadan mühürlü dudaklara “ sessizliğe” teyemmüm etti çesmimdeki soluk akını yüreğindeki maviyle süslemekteyken aşk ocağında er olan âşıklar - “ Bir gün bitecek vuslat çiceği burnunda mâşuk"a doy emi âşık” dedi avuçlarıma düşen tek dua adın iken nasıl unuturum seni Yusuf"um sensizlik kol gezerken İstanbul da maviliğini izleyen gözlerim Marmara da gece karası gözlerinde beyaz güvercin bıraktım sümbül bulutlara ellerinle Cennet kevseri sunan âşık"ım hediye eyle varlığını gökyüzünde kanatlanan güvercin daha kaç kanat çırpacak yüreğine kıyametim olmadan kalemim senli cümlelerimi yâr"lara atmadan gel cancağızım deliverenlerin içinde kanamaktayım sar beni açsın gonca güllerim yüzümü senden başka kıbleye çevirmedim ıslak saçlarını ellerimi bir tarağın dokunuşu ile dokundum gece karası gözlerinden savrulmuş tuzlu su gırtlağını hafif yakarken nasıl dayanırım sensizliğe can sızım cebimde sakladığım yaşanmamışlıkları çıkarıp beni sende yaşatarak suskunluğumu yamadım durdum sevgili suskunluk safında Züleyha dua’ya durmuş yüreğiyle adını zikreterken vuslat bir umut olsa da gelecek cansızım bekle beni gordion 25/04/2011 |