Şehrin Dört Yalnızı - 2 "Salim Bey"Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Videosunu izlemek isterseniz;
www.youtube.com/watch?v=XnrVmbLdrGA
Şehrin Dört Yalnızı – İki
“Salim Bey” (İstanbul’un bilmem neresinde bir balıkçı kooperatifinde sandal üzerinde muhabbet) Hayırdır? Niye sordun şimdi sen Durup dururken Salim beyi? Hakkaten de belgeseli yapılacak adamdı, İsabet olmuş. Gastelerde yazmıştı bi ara onu Kitap bile yaptılar, okudun mu? Bu anlatcaklarımı herkes bilmez. Eski tanırım, çocukluktan. Aynı mahlede büyüdük biz Benden küçüktü o, bir yaş var aramızda. Adı gibiydi. Tüvana adamdı gençken Güçlüydü, kuvvetliydi. Güvenilirdi. Gençliğinde epey güreşmişti, derecesi vardı Yaa, her şeyden önce özel dostumdu benim. Gözü karaydı, kavgayı sevmezdi Ama mecbur kaldımıydı, iki üç delikanlıyı alır Yerden yere çarpar pestilini çıkarırdı alim’Allah Yalnız takılırdı hep. Kaveye falan çıkmazdı. Arada akşamları gelirdi limana Doldururdu nevaleyi bir iki poşete Bende biraz bağlama çalarım ya, amatörce Beraber çalar söylerdik, anlatırdık karşılıklı. Kime iyilik yapsa illâ zararını görürdü Yine de vazgeçmezdi huyundan. Ama herkesi dost seçmezdi. Hey gidi günler hey… Muhabbetine doyulmazdı. Çok okurdu Sular seller gibi anlatırdı, ağzım açık dinlerdim Bazen diğer balıkçılarda gelirdi, kimsede ses yok Salim hazreti Âdem’den bi başlardı, bu günlere kadar Neler anlatırdı neler. Eğer dinlersen sabaha kadar En son o kalkardı, dinleyenlerin hepsi hayran Sesi de çok güçlüydü, liman inlerdi Yoldan geçenler bile durur dinlerdi Su içer misin delikanlı? Peki. İnsan sevdalısıydı Salim kardeşim, Hele çocuklara, gençlere bayılırdı. Nerde görse konuşur, dinler, zaman ayırırdı, tek tek Üşenmezdi, her sorularına cevap vermeye çalışırdı. Babalarıyla görüşmezdi pek, çocuklar ailelerinden çok Bizim Salim efendiyi dinlerlerdi, lafını ikiletmezlerdi Dekoratörlükle geçinirdi, sanatkârdı Hem zanaatkâr hem sanatkârdı yani Ben ilkokuldan sonra bıraktım, o meslek lisesini bitirmişti Üniversiteye başladığı sene tanışmışlar hanımıyla Bi karış kadın, sarışın, Karadenizliymiş Âşık olmuşlar, ertesine evlenmişler Evlendi de gördü dünyanın kaç bucak olduğunu Kadın devam etti okula, ama o çalıştı hep Yarım bıraktı üniversiteyi, sonradan uğraştı Çocuklarıyla beraber okumak istedi ama olmadı Hanımı mezun oldu okuldan. Sonra oldu çocukları. Feride doktor oldu büyük kızı, Fatih kafeterya işletiyor Bir de küçük oğlu var Semih, futbolcu oldu sonradan. En hayırlısı da oydu, sık sık ziyaret ederdi Salim’i. Feride doğduğunda işleri bozuktu Kaval çalardı ek gelir olsun diye Bar, kafe, konser, kaset takılırdı Plastikten kendi yapardı, iyisi ahşaptan Ama pahalı, en az iki yüz elli lira tanesi On liralık borudan on tane açardı Salim Güzelde çalardı ha, hem ağlatır hem oynatırdı Müptelâları vardı, öğrencileri de vardı. Gariban babasıydı, para almazdı hiçbirinden. İhtiyacı olsa bile alamazdı, utanırdı, kıyamazdı… Zavallının eski kavalları vardı bir tanesi tarihiymiş Hepsini öğrencilerine hediye etmiş, kendine kalmamıştı Balkanlarda savaş çıktığında kalktı oralara gitti Sonra döndü Kafkaslara gitti. Deprem olmuştu Erzincan’da, Afyon’da, oralara da gitti Yardım dağıtmış hastalarla ilgilenmiş İyi geliyordu bu seyahatler ona O zaman daha çocukları doğmamıştı Çocuklar büyürken gitmedi, gidemedi bir yere Çocuklarını çok severdi, bayılırdı onlarla vakit geçirmeye Ama karısı ona bile bir bahane bulur, huysuzluk çıkartırdı Yengeyle pek geçinemezlerdi nedense, anlaşamazlardı Ne zaman güzel bir şey olsa “İllâ kavga olur o gece evimizde” der üzülürdü Tuhaf di mi? Ama öyle işte, hayata küstü adam Sonra il il gezmeye başladı, bir de bağlama aldı Çalar söyler anlatırdı, ozan gibi, âşıklar gibi Cuma akşamından çıkardı pazar gecesi dönerdi Bana da gittiği yerlerden hediyeler getirirdi, hatıralık Benim barakanın duvarlarındakiler işte bak, ondan hep Bizim balıkçı kooperatifinde bir oda da o tuttu kendine İçini bir güzel dekore etti, çokta güzel oldu, görürsün az sonra Arada gelir kalırdı orda, bir iki ahbabıyla meşk ederlerdi Katılırdım bende. Öğrencileri de gelirdi bazen. Üç duvarı tavana kadar kitap doluydu Hanımı evde istemiyormuş kitapları Ben ölünce okuyanlara verirsin dedi bigün. Özel adamdı. Güzel insandı. Farklı, sıra dışı biriydi. Çok genci kötü alışkanlıklarından kurtardı. Umreye beraber gittik, kendini yazdırırken Beni de yazdırmış meğer nasıl şaşırmıştım İyi ki gitmişiz, gezdik o rehberlik yaptı bize Allah razı olsun, sonra hacıda oldu Salim Bana nasip olmadı daha, kısmet. Çok tövbe ederdi, pişmandı hatalarından. Bi ara dul bir hanımla sevdalanmışlar birbirlerine İki üç yıl yaşamışlarda beraber. Dünya güzeli bir hanımdı Sonra bıraktı kadın, ikinci olmak ağır gelmiş, haklı tabi Yengenin haberi olmadı, çocuklarında, Sır olarak kaldı aramızda Bak bundan da bahsetme Üzmemek lâzım geride kalanları Demek sende sevdin Salim kardeşimi Peki, onun şiirlerini biliyon mu? Bilemezsin tabi. Bana vermişti ölmeden evvel, üç defter dolusu şiirleri Ta bir sene öncesinden. Anlamıştı sanki gideceğini. Bazen okurum sıkılınca, hem gülerim, hem ağlarım Anlattıklarının çoğunu bilirim, tanırım hep Öyle güzel yazmış ki, su gibi akıyor hepsi Başladın mı okumaya nasıl bitiyor anlayamıyorsun. Bir iki yayıncıyla görüşmüş, anlaşamamışlar Uğraşmadı bir daha da. Bıraktı peşini. Becerebilirsen sen bastır dedi. Geçen seneydi işte, rahatsızlanmaya başladı Uykusuzluk derdi vardı, başı ağrırdı sık sık Çoluk çocuğu tatile göndermiş Geldiklerinde çalışma masasında bulmuşlar Mektup yazıp bırakmış ailesine tek tek Hanımı çok ağladı cenazede, pişmandı Semih bir daha konuşmadı anasıyla Çocuklar her biri perişan oldu üzüntüden Hele torunu Ali ağlamaktan bayıldı çocuk Feride’nin oğlu, tek torunuydu zaten… Yenge annesinin memleketine taşındı cenazeden sonra. Allah rahmet eylesin, tanıdığım en güzel insandı Salim kardeşim yalnız yaşadı, yalnız öldü. Bak bunu anlatma kimseye, bir gece öncesi Geldi sarıldı bana, helâlleşti, uzun uzun baktı gözlerime “Noluyo oğlum?” Dedim. Başka bişey demedi “Hakkını helâl eder misin Fadıl abi bana” dedi “Bin kere helâl olsun kardeşim” dedim O da hakkını helâl etti, gitti… 23.04 – 24 Nisan 2011 İstanbul |
hele elimdeki kadehimle beraberken.....
kutladım kardeşimi........