Hiç Kimseye Söylemedim
Ben ölümü sevdim yaşamayı değil
Ben kavgayı sevdim muhabbeti değil Ben savaşa dostum barışa düşman Firar akşamlarında tutuklu bahtsızlar Öksüz , serseri yıldızlar nasibi kurşun Atsız’lar Canım çok sıkkın yüreğim sızlar Bir garip olurum gökyüzü bulutlanınca Bir ürperti girer içime şimşekler çakınca Ateşin gürlemesi yağmurun yağmasıdır Sırtımda parkam , inancım çarmıha gerilmiş Islak kaldırımlarda yürürüken korkutur şimşeğin hançeri Önünden geçerken vitrinlerin meyhanelerin İnsanlar görürüm parayla mecnun gibi İnsancıklar görürüm günahla şirin gibi Utanırım insanlığımdan adamlığımdan Onlara bir şeyler söylemek isterim Ben buyum bu işte gerçek demek isterim.. Lakin dilim tutulur , yüzüm tıraşsız Parkem eskidir onlara göre demode Ben böyleyim böyle yaşarım ama kime ne Hiç kimseye söylemedim sadece anneme Ben öülümü sevdim yaşamayı değil Ben kavgayı sevdim muhabbeti değil Ben savaşa dostum barışa düşman Karanlığın ardından kızıllığın yanında Zor bela ufkuma doğar o kanlı hilal Zifiri gecenin girdaplarına ,kaoslarına inat Sorgusuz gençliğime bitmeyen çileye aldırmadan Bilmem kaç asırdır beklerim yürek yerinden çıkarcasına Dertlerim yetmezde sevgi eklerim kurşun sıkarcasına Aşkta bile rezalet görmek sıratta yürümek Başımda sevda yelleri kuralsız inerim düzlere Anti benim artık astarsız ve karektersiz yüzlere Masmavi gökyüzünde bulurum kendimi bir an Bulutlanırım çilenti olurum kuraklığa yağan Filizlenmemiş doğ emri gelmiş tohumlar görürüm Usanırım rahmet olmaktan göğüs germekten Bıkarım nefes almaktan taviz vermekten İsyan tuğlarım yıkılmaz kalenin surlarında Ateşleyecek olurum birden fitilini topların Rüzgarlar güler benim ağlanası halime Haykırmak isterim arık kim olduğumu aleme Lakin bir kilit vururlur kahrolası dilime Ben ölümü sevdim yaşamayı değil Ben kavgayı sevdim muhabbeti değil Borçlu Karaosmanoğlu Türklüğüm kefil...... ! ...............Mahşer-i Türk.................. |
NIHAT YURT KANADA SELAM OLSUN SANADA