HAYAT YOKUŞU
Ölüm, zamanın odacıklarından ibaret,
Bir odadan diğerine geçerken, dikkat et. Ne canlar düştü bu eşiklerden, İster taşı bu canı, ister devret. Ne heybetli bedenler geçti bu diyardan, Zaman, dinlemedi tamir ve ayardan, Ne canlar kaldı, hayat yokuşunda, inemedi şahikalardan, İster şükret haline, ister küfret. Ölüm, sisli bir perde önümüzde, görünmeyen, Güle oynaya yaşar, acılarla biçare dövünmeyen, Altın kafestir, sıkan yüreğin kuşunu, İster sevgi ek yüreğine, ister lanet. Girerken hayat yokuşuna , emekleyerek, Çıkış kapısını akıl etmez, akıl, düşünmeyerek, Bir veda bile etmez, makus kaderine üzülmeyerek, İster tempo tut hayata, ister seyret. Kalplerde nur, kainatla bütün olansın, Küçük bir bebeğin kalbine sığansın, Rabbim, rahman ve rahim olansın, İster yak bizi, ister affet. |