Sonsuz Doyumhiç zamanım yok yalnızlığın kederi için nikah kıymaya gördüm uzaktan secdeden doğrulup gelen karanlığın başı beyaz duvaklı gelinini endamı uzun , ömrü kısa bekliyor günahından hakkının helalini boynu eğik , içinde bir korku var hiç tarif edemeyeceği bağlamalar çenelerde sıkı baş edilmiş geçen öğle namazında kaldırılan görmüş bir naaşta bir başka sese davetkarken kulağı unutmuş asıl sorması gereken soruları zihnini yoran bir başka yola doğru gidişte belki de soracağı son soru muhtemelen alacağı da son cevap: bu dualar bahara rahmet için midir ki; huzuru terk eden duvarlar bana bu kadar soğuk , kaskatı ve kindar.? çatlamış artık nazardan gözler her biri ard-arda ağıt yakar eller siper edilerek başlar usül bir sağa bir sola sallanarak devam eder peki ya sonrası? Mekan oturmuştur ağırdır havası benden habersizce indirilmiş duvardan güzelim hayatın, bütün yağlıboya tabloları kahırlı taziyelerin kabulü ile omuzlar bir aşağı bir yukarı karakışın gelişini duyarak çeker merhuma zılgıtları sallandıkça sarsılır uzandığım yer zaman yok duracak yürek için ramak kaldı ama durun ben daha ölmedim böyle mi vasiyet ettim susun artık yazıktır sıdasından vurgun yemesin şefaat eden bütün canlar varacağım doyumu bekleyen davetçilerim varken derinlerde biraz daha usul yürüse ecel, biraz daha koşar adımlarla aralasa kısık ruhumun gözleri ileriye, gül goncamın bana batan dikenlerini hissetmek istiyorum gördüğümde işte tamam sonsuz doyuma vardım diyeceğim söndüreceğim boşa yanan ömrümün kandillerini Senem Erdem |
yalnızlığın kederi için
nikah kıymaya"
Çok güzel dizelerdi...
Tebriklerimle... Selamlar...