HALLAC-I MANSURŞiirin hikayesini görmek için tıklayın BİR KISSA BİN HİSSE ( ALINTIDIR )
Hallac-ı Mansur “Ene’l-Hak!.. Ene’l-Hak!.. Ene’l-Hak!..” (Ben Hakkım!) diye diye inlerdi. Halk ikiye bölündü. Bir kısmı zâhire göre hükmetti, Hallac-ı Mansur’u inkâr etti ve sözüyle dinden çıktığını ileri sürdü. Bir kısmı da Hallac-ı Mansur’un bu sözüyle benliğini reddettiğini ve Hakkı dilediğini savundu. Hallac-ı Mansur mahkemeye çıkarıldı, hapse atıldı, kendisine işkence edildi. “Ene’l-Hak deme! Hüve’l-Hak (Hak Odur) de!” dediler. Hallac, “Bizim için de Hak Odur!” dedi. İbn-i Atâ haber gönderdi: “Özür dile ki zindandan çıkarsınlar!” Hallac, “Ben ne dedim ki özür dileyeyim? Ben Halık’ı bırakıp halka yalvarmam!” dedi. Bir yandan da “Ene’l-Hak! Ene’l-Hak!” diye feryat ediyordu. Bağdat uleması Hallac’ın katledilmesi için fetva verdi. Nihayet fetva gereğince Hallac idam edildi. Parçalara ayrılmış bedeni sürüklenerek halk zorla sokağa çıkartılıp izletildi. Şiblî, Hallac-ı Mansur’u rüyasında gördü ve sordu: “Sana azap eden ve seni asan halka Cenab-ı Hak nasıl muamele eyledi?” Hallac: “Benim hakkımda halk ikiye bölünmüştü. Bir kısmı benim hâlimi bilirdi. Bana şefkat ederdi. Bir kısmı da benim hâlimi bilmezdi. Şeriatı muhafaza ve Cenab-ı Hakk’ın emrini yerine getirmek için bana azap ederdi. Cenâb-ı Hak her iki bölüğe de rahmet eyledi. Çünkü her ikisi de masumdu!” Bir derviş rüyada gördü ki, şeytan Hallac-ı Mansur’u görünce şaşırdı ve şöyle dedi: “Sen ‘Ene’l-Hak’ (Ben Hakkım!) dedin. Ben ‘Ene’l-Hayr’ (Ben hayırlıyım!) dedim. Sana rahmet olundu, bana lânet edildi. Bunun hikmeti nedir?” Hallac-ı Mansur şu cevabı verdi: “Sen enaniyetine güvendin ve benlik eyledin. Ben ise enaniyetimi inkâr ettim, benliği kendimden uzak eyledim. Benliğimi Hak’ta gördüm!”
Tur şehrinde vücut buldu o beden
Yol hocası oldu, ehil olanlar O değildi oysa onunla giden Anlamadı durdu, cehil olanlar —Olanları gördü ehil olanlar “Ene-l Hak” dedi ya! Tutuştu âlem Hak bende demişti, bilmedi âdem Uygulansın cezam, deyince madem Vurdukça vurdu, cehil olanlar —Olanları gördü ehil olanlar Zalimler zindanı tez vakit kurdu Elini kolunu zincire vurdu Tövbeye zorlayıp, Hakk’ını sordu İşkenceye durdu, cehil olanlar —Olanları gördü ehil olanlar Zincirleri kırıp gelmişken yeri Kurtul o zindandan, kaç dedi biri İnandığı şeyden dönmedi geri Kol kanadın kırdı, cehil olanlar —Olanları gördü ehil olanlar O Hakk’ın izini insanda sürdü Tasavvuf ilmini özünde gördü Bırakıp maddeyi manaya durdu Darağacı kurdu, cehil olanlar —Olanları gördü ehil olanlar Hakk’ın rızasıyla ne ise ceza Razıydı gelene, olsa da eza Onca işkenceler yetmedi keza Ol başını vurdu, cehil olanlar —Olanları gördü ehil olanlar Ene-l Hak yolunda kesildi nefes Cebirle toplandı dışarı herkes İbret âlem diye, saçıldı kafes Cadde sokak sürdü, cehil olanlar —Olanları gördü ehil olanlar Bektaşi Veli ve Mevlana, Mansur Çağların önünde her iki unsur Menfaat uğruna, kalmadı mahsur Dün takiyye ördü cehil olanlar —Olanları gördü ehil olanlar Cemil YILDIZ 17.04.2011 |