ÇİNGEN GÜZELİ O pembeler sultanı. Her dem kaynıyor kanı. İşte! Çingen güzeli, Neler de çeker canı.
FALCI Her sese göbek çakar. Bakladan fala bakar. At! bir beşlik önüne, Bak nasıl selam çakar.
ROMAN Seversin alı giymeyi. Günlük bulup yemeyi. Kız sen nerden öğrendin, A be! Roman demeyi.
ALMANCI Kömür toplar eşekle. İşi olmaz döşekle. Şimdi Mercedes almış, Haydi babam fişekle.
ŞOPAR Kumkapı’da bira bar. Göbek atar bir şopar. Kız sen ne de güzelsin, Kıvırma düğmen kopar.
Cemil YILDIZ 24.11.2008
Paylaş
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ALMANCI Kömür toplardı eşekle. İşi olmazdı döşekle. Şimdi Mercedes kullanır, Fişekle babam fişekle.
ŞOPAR Kumkapı’da bir bar. Göbek atar bir şopar. Kız sen ne de güzelsin, Kıvırma düğmen kopar. GÖZLEME DAYALI BİR TESBİTİN ŞİİRLEŞMİŞ HALIYDİ.. YÜREĞİ VE KALEMİ KUTLUYORUM.
a be cemil çocuuuğum ,sana kim üüretti büüle bizm gibi konuşmayı be... senin çeribaşının kızında gönlin varsa,sabaa sabaa aşkını niye belli edisin,bizi güldirisin... at mangırı,baktır baklaya bir fal,olup biter,düümen kopar,bizden bukadar...ötesi sana ait şair arkadaş...
Tebrikler,saygılar,her yönü ile samimiyet,insanseverlik arzeden dizeler.
AKPINARLI tarafından 11/25/2008 12:14:42 PM zamanında düzenlenmiştir.
ŞOPAR Kumkapı’da bir bar. Göbek atar bir şopar. Kız sen ne de güzelsin, Kıvırma düğmen kopar.
onlar hayatın ayrı bir tadı, iyi ki varlar.. roman havaları çalmadan hangi eğlence, hangi düğün son bulur ki..bende seviyorum poşaları..hayatın en renkli yanları.....tebrikler sakızlardaki maniler gibi çok hoş, saygılar
ah çingeneler gibi kanaatkar yaşasak ne kriz olur ne batak adamlara imreniyorum günü kurtardımı yarına allah kerim biz öylemi doğmayan bebeye yat kat almaya kalkıyoruz bizim ömür sıkıntıyla geçiyor öldükten sonrada mirasçılar anında satıp yiyorlar biz ise yiyemediğimiz malın hesabını ahirette veriyoruz . hani bir söz varya (cimri fakir gibi yaşar zengin gibi hesap verirmiş ) bende konuyu iyice uzattım güya yorum yazacaktık iş vaaza dönüştü şiirinizi ve yüreğinizi candan kutlarım saygılar selamlar
Siirin harika can buda cok dogru, ben bunu vurgulamak istedim. Alindigimdan degil bilesin :))) Ben de ayni düsünüyorum, bunun icin özellikle o bölüm cok hosuma gitti.
Sevgili can. Biliyorsun ben Ankara Yenidoğanda büyüdüm. Çinçinbağları da malum. benim çocukluğumda gerçekten çingenler eşekle kömür toplarlardı sokaklardan. Sonra bir çoğu almanyaya gitti ve artık o eşekle kömür toplayanlar mercedes kullanır oldular. Değinmem onaydı. Yoksa mercedes kullananlara bir sir sözüm yok haşa.:))) Sevgiyle kal.
Siirin harika can buda cok dogru, ben bunu vurgulamak istedim. Alindigimdan degil bilesin :))) Ben de ayni düsünüyorum, bunun icin özellikle o bölüm cok hosuma gitti.
Sevgili can. Biliyorsun ben Ankara Yenidoğanda büyüdüm. Çinçinbağları da malum. benim çocukluğumda gerçekten çingenler eşekle kömür toplarlardı sokaklardan. Sonra bir çoğu almanyaya gitti ve artık o eşekle kömür toplayanlar mercedes kullanır oldular. Değinmem onaydı. Yoksa mercedes kullananlara bir sir sözüm yok haşa.:))) Sevgiyle kal.
Değerli Cemil dost, üniveriste öğrenimini Edirnede yaptım yıllar sonra tekrar döndüm Edirneye ve Roman vatandaş çok fazla olduğu için araştırmıştım bu insanları şiirin vesilesiyle paylaşmak istedim.okuyan arkadaşlarda fikir sahibi olsun..sevgi ve saygılarımla..
Çingeneler
Çingeneler, Hindistan'ın Pencap-Sind nehir havzası boyunca Pakistan ve Afganistan'ın da içinde bulunduğu bölgelerden dünyaya yayılmış koyu renkli, Hint kökenli halk topluluğudur.
Yayılışları Gazneli Mahmud'un Hindistan'ı işgali sırasında göçetmeye başladılar. Arabistan ve Mısır üzerinden kuzey Afrika'ya; İran ve Türkiye üzerinden de Avrupa'ya ve dünyaya yayıldılar. İlk kez 1505'te İrlanda'da, 1514'te de İngiltere'de nüfus kayıtlarına geçirildiler. Aynı tarihlerde, Avrupa'nın birçok ülkesinde gezgin çalgıcı ve falcılardan oluşan bazı göçebe toplulukların kayıtlarına rastlanır. Günümüzde Çingeneler dünyanın dört bir yanına dağılmış olarak yaşarlar. Büyük bölümü Avrupa'nın güney kesiminde toplanmıştır. 19. yy.ın sonlarına doğru Kuzey Amerika'ya da göç etmişlerdir. Çingeneler yaşadıkları her ülkede değişik adlarla anılırlar. Çingeneler, dünyanın en renkli göçebe topluluklarından biridir. Büyük bölümü yerleşik hayata geçmiştir. Ülkemizde yoğun olarak yaşadıkları yerlerin başında Trakya'da, Çanakkale, Edirne, Tekirdağ ve İstanbul gelir. Çingenelerin büyük bölümü gelenek, göreneklerini ve topluluklarının yönetim biçimlerini korumuştur. İlk olarak 19. yy.da Avrupa'da, sayıları 10-100 aile arasında değişen Çingene toplulukları şefler seçmeye başladı. Çingene sözcüğü yerleşik düzeni olmayan göçebe insanları çağrıştırır. Oysa Çingenelerin çok azı günümüzde göçebedir. Bazıları kendi istekleriyle göçebeliği bırakmış, yaşadıkları ülkenin yaşam biçimini benimsemişlerdir. Çingene olmayanlarla evlenen Çingeneler de vardır. Edirne'de çingenelerle kürtlerin evliliklerine sık rastlanır. Bazı ülkelerde de yerleşik yaşama zorlanmışlardır. Yarı göçebe, yarı yerleşik bir topluluğun sayımının yapılması güç olduğu için Çingenelerin kesin nüfusu bilinmemektedir. Bununla birlikte bugün dünyada 3-4 milyon dolayında Çingene olduğu tahmin edilmektedir. Türkiye'de ise 500.000 dolayında Çingene olduğu tahmin edilmektedir. Nisan 1971'de, Çingenelerin sorunlarını tartışmak üzere Londra yakınlarında ilk Uluslararası Roman Kongresi toplandı. Bu kongreye atfen, 1990'dan itibaren 8 nisan Dünya Çingeneler Günü olarak kutlanmaktadır.
Dilleri Romani Hint-Avrupa dil ailesinin Hint-İran kolundan olup Sanskritçeyle benzerlikler göstermektedir. Çingeneler kendilerine Rom derler. Rom, Çingenece'de (Romani dili) erkek ya da koca anlamına gelir. Bu dilin, eski ve artık ölü bir Hint dili olan Sanskritçeden (diğer Hint dilleri gibi) türediğinden sanılmaktadır. Bununla birlikte sözcük dağarcığında Yunanca, Türkçe ve Farsça sözcükler de vardır. Anayurtlarının Hindistan olduğu sanılmakla birlikte, Çingenelerin kökeni hâlâ tartışma konusudur. Tarihleri ile ilgili kayıt yoktur. Çoğu, yaşadıkları ülkenin dilini konuşur. Çingenece ile yaşadıkları yörede konuşulan dilin karışımı bir lehçe konuşanlar da vardır. Örneğin, Fransa'dakilerin bir bölümü ve Almanya'daki Çingeneler Romani ve Almanca karışımı bir dil konuşurlar. İngiltere ve Fransa'dakilerin başka bir bölümünün ise İspanyolca ile karışık bir lehçesi vardır. Bundan dolayı Çingene dili konuşulduğu yerlere göre farklılıklar gösterir.
Hayat tarzları Barışçı, sanatsever, yaşam filozofu insanlardır. Kendilerine özgü yasaları vardır ama genellikle yaşadıkları toplumun dinsel inançlarını benimserler. Öte yandan, kutsama, düğün ve ölü gömme törenlerinde kendi gelenek ve törelerini sürdürürler. Doğudan getirdikleri metal işleme ve yeni sayılabilecek demir, kalay teknikleri sayesinde Avrupa'da endüstri devriminin hazırlayıcısı olmuşlardır. Yaşam felsefelerinde maddeye önem vermedikleri için, genellikle gelir düzeyleri düşüktür. Eskiden göçebe yaşamlarına uygun işler yaparlardı. Kadınlar falcılık yapar, dilenir ya da dans ederdi. Erkekler ise çalgı çalar, kap kacak lehimciliği, kalaycılık, hayvan ticareti, hayvan eğiticiliği gibi işlerle uğraşırlardı. Geçmişte atlarla çekilen arabalarla yapılan göçlerde artık kamyon ya da karavanlar kullanılmaktadır. Eski uğraşlarının yerini ise, meyve toplama, asfalt dökme, kullanılmış araba ticareti, sirklerde hayvan bakıcılığı ya da eğiticiliği, hurda maden ve antika eşya alım satımı gibi işler almıştır. Birçok Çingene müzik ve dans sanatını zenginleştirecek katkılarda bulunmuştur. Bazı ünlü İspanyol gitaristler ve flamenko dansçıları Çingene ya da yarı Çingene'dir. Çingenecenin yazılı bir dil olmayışı yüzünden edebiyat yapıtları yoktur. Çingenelerin göçebe yaşamları yerleşik toplumlarınkinden çok farklıdır. Bu yüzden çoğu zaman, yerel halk tarafından hırsızlık, büyücülük, çocuk kaçırma gibi eylemlerle suçlanmışlardır. 1554'te İngiltere'de Çingene olduğu söylenen herhangi bir kişinin asılması işten bile değildi. Hemen hiçbir yerde istenmeyen Çingeneler, birçok ülkeden sürülmelerine karşın, bir süre sonra bu ülkelere geri dönmeyi başarırlardı. II. Dünya Savaşı'nda Yahudiler gibi Çingeneler de Almanlar tarafından büyük bir kıyıma uğratıldılar. Yaklaşık 500.000 Çingene, aşağı ırktan oldukları gerekçesiyle Macaristan, Polonya ve Çekoslovakya'daki Nazi kamplarında yok edildi. Günümüzde de Çingeneler yaşadıkları bütün ülkelerde ayrımcılığa tabi tutulmaktadır.
Osmanlı'da Çingeneler Osmanlı İmparatorluğu’nda da Rumeli topraklarında yaşayan Çingeneler ayrı yönetim sayılmışlardı. Çingene Sancağı olarak adlandırılan bu yönetim biriminde, Çingenelerin yönetsel, mali ve askeri işleri düzenlenirdi.
Türkçe Çingene terminolojisi cingan (Espiye, Eynesil) ċin-gan (Sürmene) çingan (Maçka) çincane (İkizdere) çingân (Akçaabat) çingit “göçebe, çingene” (Amasya, Samsun) cingane “yaramaz, haşarı” cıngan (Şalpazarı, Ordu) cingen, cingit (Samsun-Bafra) Poşa, Boşa (Artvin) abdal (K. Maraş) cingan (Şereflikoçhisar-Ankara) esmer vatandaş, kara kuvvetleri (Edirne) dom ( Van, Hakkari) roman (çingeneler)
Sevgili can, Çok güzel bir akademik paylaşımdı ,size ayrıca teşekkür ediyorum.Yüreklerini benimle paylaşan tüm canlara da teşekkürlerimi sunuyorum. Bu şiir serisi biraz sürecek. Sevgiyle kalın.
Sevgili can, Çok güzel bir akademik paylaşımdı ,size ayrıca teşekkür ediyorum.Yüreklerini benimle paylaşan tüm canlara da teşekkürlerimi sunuyorum. Bu şiir serisi biraz sürecek. Sevgiyle kalın.
:))))))))))))))))) Ya sevgili dost sabah sabah bizi güldürdün Allah ta seni güldürsün... Bu güzel manileri bize sunduğun için teşekkür ederim... Hepsi yerliyerinde... yüreğine sağlık... Tebrik ederim... Saygılar...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.