Sessiz Çığlığın YankısıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Yazılacak o kadar çok şey varken mecalsiz kaldım
yazmaya, taa ki sessiz çığlığın yankısı acıtıncaya kadar!.. Donuk gözlerle baka kalırken elime tahta parçası geçti,nerden geçtiyse? hani iyide oldu manasız bakmaktansa uğraşmak daha doğru olacaktı, çizgiler çiziyorum... Ne çiziyorsam... Dalgalar köpük köpük ben,çizerken o siliyordu adeta fark ettim ki tebessümle bakıyorum ve aldırmayıp kaptırmışım kendimi!... O kadar zor ki anlatabilmek takatsiz ayakta duramazken ilginin zorunlu olduğunu uygulamaya çalışmak ve hala kendimden kaçmak, yaşama gülümsemek.Sessiz çığlığın yankısı nerde? kaçabilecekmiyim kendimden?ben değil,biz olabilmek! Güneşin kızıllığı denize yansırken rüzgar saçlarını seviyordu koynunda aldırmadan martılar eşliğinde! elindeki kalemi tahta parçası kendinden geçmiş mimikleriyle konuşuyordu! seviyor seviliyor seviyordu.Biz olacakken ben olduk!... Ben olduk!
sessiz çığlığın aşkı,kor eyledi
gayrimümkün şevk yaktı,nar eyledi sahra çölünde yandım,buzlu değilmiydi sessiz çığlığım sızdı,yaktı kül eyledi kendimden kaçarken,kendimde yandım beni el sanıp sessizliğimde,meftun oldum aşık ı vurgun ızdırabında,kendimi ele verdim sessiz çığlığın yankısında, yandımda yandım |