HASRET hikayeleri.
Ellerim ceplerimde sokakta yürüyorum
Neredeyim bilemem,burası dünya değil Yirmi yıldır ölüyüm,ayakta çürüyorum keşke rüya olsaydı,gördüğüm rüya değil Üst,üste tabutlar var,site,blok ve bina Kaldırımlar sevimsiz şaşıran da yok buna Simsiyah yılan gibi,yollar koyun koyuna Toprağa susamışım,buz gibi suya değil Filinta erkekler’le,cillop gibi kadınlar Heryerde kalabalık"İnsan"sade,adın var Telaş yüklü gözlerle yürüyordu odunlar Güvene susamışım,asla korkuya değil Nur’u alınmış yüzler selamdan uzaktılar Renga renk arabalar,her biri tuzaktılar Kolkola gezen gördüm oysa çok uzaktılar Sevgiye susamışım,zan’a, kuşkuya değil Tüm esnaflar tüccardı,alan satan mayasız Bay,bayan,çoluk,çocuk,ağzı bozuk hayasız Kepenksiz dükkanları,açan eller duasız Gül yüze susamışım,bozuk turşuya değil Bahcesiz evler vardı,habersiz misafirden Dezenfekte edilmiş gibi adeta kirden Herkez çok akıllıydı,akıl yoksun fikirden Eşime susamışım,konu komşuya değil Midem bulanıyordu,hala elim cebimde Musafaha edecek,kardeşim yok abim de Bu iğrençlik büyümüş burnumuzun dibinde İsyana susamışım,keyfe çoşkuya değil |