içimden dökülenler..
gözlerimin değdiği aynalar
bıkmaz mı aldatmaktan sen yanımda yoksun diye kapatmazlar mı gözlerini.. yürüdüğümü sandığım yollar bir ikindi vakti omuzundan atmak istemez mi yol yorgunluğunu sana varmadığını anlar anlamaz yoldan çıkmazlar mı .. yokuşlar yorulmadı mı hala tükenen dizlerimi tutmaktan sabah uyandığımda baş aşağı dönmezler mi hiç.. çöldeki serap çok mu memnundur susuzları aldatmaktan o da kana kana su içmek istemez mi sevgilinin serin dudağından.. alevler üşümez mi ki sen yokken kutupların başkenti olmuş gönül kentimde ısınmak istemez mi sıcacık yüreğinle.. zifiri karanlık seni görmeyi özleyip de açmaz mı gözlerindeki bantı bir gece vakti ışık saçan gözlerime değmeye can atmaz mı .. niye sana uzağım bilmem ki.. kimselerin bilmediği içimdeki ince sızımsın senin gözünden dökülür sanki gözyaşlarım senin yanaklarını ıslatırım sıcacık yağmurlar gibi kalbimin ıssız caddelerinin vazgeçilmez varlığısın senin yanında bekler sevenlerim bi cümle yolların sonunda buluştuğumsun baştada sondada sana uğrar hasretim lafa tutsada kaldırımlar köşe başlarında beklediğimsin bir senin göğsünde soluklanır ciğerlerim kapılar ardında gözlediğimsin bir senin yanında teselli bulur yetimliğim sıcacık içimde sakladığımsın uzak olsun başkaca yakınlıklarım.. bir gelsen.. tüm hasretlerimi bırakırdım zindanlara karanlıkları karanlıkların içine atardım geceyi gecenin üstüne kapatırdım şimşekler düşürürdün bakışlarından göğsüme saçlarım beyaz alevlerinde yanardı sağnak yağmur olup yağardım küskünlüğünün çölüne uzaklığını yorgan yapmıştım çıplak ruhuma gelişinle tüm yorganları ateşe verirdim yakıtı sen olan bedenimle.. A.G.T aralık’2010 |
başarılı
Saygılar.
*Dikçe tarafından 4/14/2011 12:03:13 AM zamanında düzenlenmiştir.