Sen Misin Yine…
Sen misin yine ...
Saat gece on ikiyi gösterince ahşap penceremde beliren gölge Senin dumanın mı tütüyor yine bu koku neren geliyor Yalnızlık sinmiş duvarlarımdaki gölgeler nereden yansıyor Yine sen misin karanlığın koynunda sigara tüttüren Senin sesin mi karışıyor rüzgârın uğultusuna Yine sen misin özlemleri avuçlarında tutup Yağmur kokusu gibi kırık çamlarımdan odama sızan Senin çığlıkların mı gece seslerini bastıran Sen misin yine... Buğulanan ahşap pencereme anlamsız resimler çizen Sen misin çatlak camımdan sigara dumanını içeri süzen Yine sen misin düşlerimde gizli gizli gözyaşlarımı silen Sen misin yine... Yalnızlığımın sarayını inşa ederken iniltilerle kulağımı zonklatan Yüreğimin derinliklerine doğru kazma kürek yol alan Sen misin içime haylindeki isimsiz hüzün şehrini kuran Sen misin yine... Ahşap penceremde beliren, yalnızlığın dumanını tüttürürken volta atan Yine sen misin beni çıldırtan, deliler gibi penceremden aşağı sarkan… Oğuzhan Soylu |