UZANAMIYORUM SANA...
UZANAMIYORUM SANA
Elimi uzatabildiğim kadar uzatıyorum, Uzatıyorum! Ama dokunamıyorum işte! ... Sen bunun hiç farkında olmasan da, Hep uzaktan, imrenerek bakıyorum sana. Ne kadar çabalasam da; umutsuz, boşuna, Gelemiyorum! Prangalar var ayaklarımda. Güldüğünde, gözlerinin nasıl da ışıldadığını, Sevindiğinde, yaşadığın çocuksu heyecanı, Hemen her şeye, herkese inanıveren saflığını, Kararsızlığını, aceleciliğini, sabırsızlığını, Suratını astığında, küstüğünde bile tatlılığını, Hayalimde tutuyorum! Ama göremiyorum işte! … Mayıs gülleri gibi kokan teninin kokusunu, Derin derin içime çekerek, soluyabilmeyi, Dinledikçe huzur veren, kuş cıvıltısı gibi, Kadifemsi, yumuşacık sesini duyabilmeyi, Isıtabilmek istiyorum, utangaç, narin ellerini. Dokunmak istiyorum! Dokunamıyorum işte! ... Üzüldüğünde süzgün, buğulu bakışlarını, Kirpiklerinin ucuna yerleşen kara gölgeleri, Gözlerinden yağan sessiz, serin yağmurların, Yanaklarına düşen ıslak, derin hüzünlerini, Yüreğimde ince bir sızı gibi hissediyorum. Silebilmek istiyorum! Silemiyorum işte! ... Suskunluğunda biriktirdiğin karamsarlığını, Yükleyerek sırtına tüm özlemlerini, acılarını, Gerçek sahibine teslim edebilmek için kalbini, Küçük, ürkek adımlarınla, gelebilsen bana, Öylesine aşılmaz duvarlar var ki aramızda… Gelemezsin sevgili! Biliyorum, gelemezsin işte! ... 18: 07 4.3.2011 Mine Türk Ay |