)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-136-)(-)(-)(
……………………………………………………………………..
Gel Yarim Selvidir kametin tubaya dönmüş Güneş ziya vermiş ruyun gel yarim Mest ü hayran oldu cismiyle canım Misk ü amberidir buyun gel yarim Gel beri cananım şah-ı hubanım Afet-i devranın mah-ı tabanım Gözleri mestandır kaşı kemanım Cezbeyledi canım muyun gel yarim İğzari aşk ile sevdaya saldı Cemalin gördü de halvete kaldı Cananı gelince muradın aldı Şehr-i Medine’dir köyün gel yarim …………………… AŞIK İZHARİ …………………… 1877-1967. Artvin´in Aşağı Hod (şimdiki adı Aşağı Maden) köyünde doğdu. Asıl adı Kasım Ocak´tır. Yörede Kasım Hafız ya da Kasım Hoca olarak bilinir. Küçük yaşlardan itibaren iyi bir medrese eğitimi gördü. Arapça ve Farsça öğrendi. Aşıklık geleneğini de küçük yaşlardan itibaren öğrenmeye başladı. Hem hece hem de aruz ölçülerine göre şiirler yazan İğzari, döneminde birçok ünlü aşıkla karşılaştı, dostluk kurdu ve deyişmelerde bulundu. Bazı kaynaklarda Yusufelili Muhibbi´nin bir muammasını cevapladığı yeralmaktadır. Ancak İğzari, Muhibbi´nin (1823-1868) ölümünden yaklaşık 10 yıl sonra doğduğuna göre, böylesi "sanal" bir karşılaşma sonradan İğzari tarafından yazılmış olabilir. Artvin dışında Kars´ın değişik ilçelerinde hocalık, imamlık ve müftülük yaptı. En son Selim müftülüğünden emekli oldu. Şiirleri dışında bir de Mevlit yazan İğzari, genellikle dini ve felsefi konuları ağırlıkla işledi. Yaşamının son dönemlerini Selim´e yerleşen çocuklarının yanında geçiren İğzari, bir öğrencisini ziyaret etmek için yola çıktığında dağda tipiye yakalandı. Küçük bir kovuğa sığınmasına karşın soğuk ve tipiden kurtulamayarak yaşamını yitirdi. Sonraki günlerde onu arayanlar elinde Kuran, donup kalmış olarak buldular. KAYNAK:© BeKa Sitesi …………………………………………………………………………………………………….. )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-136-)(-)(-)( Salına salına gelip geçersin Serviye benziyor boyun gel yarim Gönlüne göre de sevda seçersin Bulunmaz ece’de huyun gel yarim Oturup kalktığın yeri bilirsin Tanıdık kadını, er’i bilirsin Hemi de yokluğu var’ı bilirsin Belli asaletin soyun gel yarim Yüreğe saplanan ok sadağından Öyle bir seslen ki kuş dideğinden Bir buse alaydım gül dudağından Demlenmiş gönülde çayın gel yarim En güzel gözeden içelim suyu Ne güzel bir ağaç gölgesi koyu Gel hele nefeslen dizimde uyu Gölge yapan ağaç kayın gel yarim Gidip büyüklerin elin öpelim Kurulsun be düğün horon tepelim Şurada seninle piknik yapalım Çıkında yeterli tayın gel yarim Aramıza yad yabancı girerse Anan başkasında gönlü var derse Baban kimmiş bu genç diye sorarsa Beni iyi tanır dayın gel yarim Lüzumsuz bir bilsen nasıl seviyor Kara gözlüm deyip deyip övüyor Bir gün göremese döşün dövüyor Ayrıldı yürekte payın gel yarim Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |