MÜBAREK MISIR
Gözlerimi açtığım yer değilsin,
görmediğim bir yer de değil. ne kadar özlesem de seni rüyalarımda, biliyorum engelim çok büyük değil. aslında istesem sana çok yakınım bir o kadar da uzak belki. yıldızlarına bakmak en yakından, bir dilek tutmak şu saf köylü için. çok mu geç uyanmak için sen de ne dersin gerçekleşir misin bir gün? hayat verir misin bana da doğaya verdiğin gibi, Nil miyim ben, Dicle mi yoksa Tuna mı ? nasırlaşan hayallerime taze bir umut ol en iyisi. gezintiye çıkayım sıcak ve serin arası, hafiften bir samyeli essin, o dalgın başımda ellerimi üşütmeyen, ruhumu titreten usul usul bir edayla. zaman geçtikçe somutlaşıyorsun zihnimde, soyut hayalleri bir bir bırakıyorsun veda ederek geçmişe. MISIR, Yakub’un umudu ,Yusuf’un iffeti Çocukluğumun ütopyası ,gençliğimin garip melodisi Mübarek bir baskısın içimde, nihayet patlayan, Sadece susmak başlı başına marifet, ve sen bende sessizliğin katilisin. şimdilerde adın haykırışın, çığlıkların babası; dökülen kanların maskeli ve şirin anası ne olursan ol uzlaşacağız ikliminle, Hayallerim patlayacak çöllerin ortasında, yalınayak geleceğim sarılıp kollarına, ve bağrıma basacağım öksüz kalmış kalbi kırılmış şu şehr-i yetimi. |