zenci ağıt müziği
unut artık
sen yolda gördüğün yaparak tanesisin yazın yeşil sonbaharda sarı gittin karanlığı yararak içtin güvercinler gibi çiğ tanelerini üzüldün büzüldün zemheri kabukları gibi çarşılarda adımların buz kesti esti ruhuna Tanrıdağı rüzgarı yanından atlılar geçti taştı darmadağın düşlerin gülüşlerini kopyeledi çocuklar masallar anlattın iyi uykular dedin içine içinden tramvaylar geçen kaçan bulutlardan umutsuz çocuklar Beyoğlu’nda bir yerde oturdun Ağa Cami önünde şair yıkadın yüzünü gözünü diktin taktın ardına pişkin aşkta bulaşıklar yığıldı evde ayrıldın kimsesiz sokaklarına şehir Soul söylüyordu zenci ağıt müziği sen de çello çaldın kaldın öyle boynu bükük kemancılar sancılar buldu seni yabancı umut treni geldi Sirkeci Garı’nda meydana çöreklenmiş turistler çörek yediler kediler gezdi mavi beyaz biraz üzüldün ağladın biraz ayaz vurdu saçalarına üşüdün biraz inci dişli zenci kardeşim sen kemanını çal ben de flütümü getirdim 1979’dan müzik öğretmenimiz notaları haftaya öğretecekti öğretmedi notalar başka diyarlara gitti senfoni yarım kaldı söyle hikayemi siyah zenci müziği gibi a................................ |
sen kemanını çal
ben de flütümü getirdim
1979’dan
müzik öğretmenimiz notaları
haftaya öğretecekti
öğretmedi
notalar başka
diyarlara gitti
senfoni yarım kaldı
söyle hikayemi
siyah zenci müziği
gibi
işte tam da burası harikaydı
kaleminiz daim olsun