İKİ FARKLI YOL
İKİ FARKLI YOL
Dar bir yol, Adımı olmayan. Yarım, yarımla Vecde gelerek bütünleşen Işıktan yoksun, Karanlığa tekâmül eden Çatısında, Yalnızca istenilen Bir yıldız çiçeğidir… Allardır ılık ılık akan Bedeniyle kaynaşıp Gül kokulu tarlasında Yayılan. Bir mücadele içinde Sadece daraban, Bulunduğu O kutsal yerde. Ardına bakamayacak kadar Temiz ve taze… Mahkûmiyetinde… Geriye dönüş duvarı Sağlam ve kapalı Belki şaşkın, Belki de heyecanlı, Belki coşkulu ya da acılı Hiç bilmediği zamanın akışında Göz pınarlarında biriken yağmurları Gelişiminde Ne yollar kat etmişti Yorgun ve umutlu Ak yumak parmaklarıydı Onun tutanağı. Güveni, Tek kendisiyle oluşudur Huzuru, mutluluğu. Ardına bakamayacak kadar Temiz ve taze… Zamanın ötesinde… Sevgiyle beklenilen Bir müjde olur Duvarının dışına. Göğün maviliğiyle aydınlanan Güneş ışığının sıcaklığında Yeni bir yol, Yeni bir çizgi. Evren hazırdır Karşılamaya… Karışmış kokular Dağıtılmış havaya. Çınlayan sesler Yankılanır doğaya. Bir hüzzam patlar Belki pişmanlığında. İlk damla akar Yağmurlarının selinden. Yaşam sevgisidir kucaklanan Kucaklaşan, önde gelen… Yine, Ardına bakamayacak kadar Temiz ve taze… Meçhul bir yol, Geniş alan kafesinde Farklılığı barındıran Çokluğun hızlı adımları… Gelişen yaşamın Zaman yolculuğunda, Toprakta yeşeren fidanın Zulümler karmaşasında Düşen yaprakları, Susuz kurumuş dalları. Ardı sıra poyraz Fırtınaların vurgunu… Takvimlerinden eksilen Yitirilen Temiz ve taze yolculuğunun Savrulan kırıntılarında, Artık, Ardına bakacak kadar Bir mecruhtu… Ayşe Nazlıaslan(Tabak) Janset. |
Kaleminize, yüreğinize sağlık.
Başarılar...