Umut Şafakları
Neden hışırdıyor serviler
Yer mi kaldı ki yüreğimdeki mezarlıkta Bir gelen mi var Sıradaki kim Ayrılıklar taştı da Kendimi mi gömeceğim Hortlakların cirit attığı bir meydan Tam ortasında korkuluk misaliyim Bu defa da mı gözyaşlarım düşecek ölümümün ardından Baykuş sesleri neden yırtar oldu geceyi Kazmasız küreksiz çağıran ben, gömen ben Şafaklarda dirilten kim bu ölüyü Kayalar ıslak, toprak nemli, hasret vıcık vıcık Midede kramp, boğazda hıçkırık Yol uzun, yol büklüm büklüm Küreksiz bir gemi her dünüm Yelkeni yok, direği kırık Bir fenere muhtaç dalgaların sırtına bıraktım umutlarımı Tanıdık bir meltem tutar diye avuçlarından Tam yüreğimin ortasına konsa sıcak bir yürek Saçları en sevdiğim kokudan Alıp götürse en güzel yerine baharımın büklüm büklüm bükerek Gül bahçesine döner baktığım her yer Ninjaların en keskin kılıcında gezinen bu aşkı yaşarım Bembeyaz tül ardından gülümseyen bir sevda İstifa ederim mezarımın bekçiliğinden Derim ki Derim ki kendimi gömmeme var daha Rodin’e poz vermekteyim her gece Öylesine suskunum Umut şafaklarının kızıllığını çizmese ressamlar ölürüm Sen olmasan İnan sen olmasan canım Ben sabahları da kendi yüreğime gömülürüm |