Beklemek yorarBeklersin Söz vermiştir yine biri İş için, aş için beklersin Ele güne muhtaç olmamak için Beklersin, ha aradı arayacak Dört dönersin odada Gezsen gezilmez Kızsan kızılmaz Gideyim desen Gidilmez… Küfür etmek istersin Ayıp olur, günahtır diye Çekinirsin ama dilin sığmaz Açarsın ağzını, gözünü yumup Yedi devrânına, dümenine çarkına Saydırırsın, rahatlarsın… Sonra yine beklersin Ama biraz hafiflemişindir Beklersin, sevilmek için Hâlin hatırın sorulsun istersin Gönülden, sıcacık bir bakışla Sarmak, sarılmak için beklersin Sabrın taşar, yılarsın belki Hayat değil dertler değil Ummak yorar insanı Umduğuna küsermiş insan Boş ver, yazıldı ise alnına Olan olacak zaten, neylersen eyle Koy çayını demli, taze, yaslan arkana En sevdiğin türküyü dola diline Nâzım’ı düşün, vatan hasretini Necip Fazıl’ı Malatya zındanında Orhan Veli nasıl dolaşmış İstanbul’u Beş parasız, ama ne de güzel yazmış Ruhi Su ustayı hayâl et hasta yatağında Şems’i düşün nasıl kırgın Konya’ya Beklerken düşün bir Mevlâna’yı Emrem Taptuk’u hatırla Yûnus’u beklemesini… Bilirsin vakti gelmeden açmaz fidan Güller bekler hem de hiç sıkılmadan Sabret, vakti gelince Sende güleceksin Biraz burukta olsa Güleceksin… 11.31 – 25 Mart 2011 / İstanbul |