Gidiyorum
Yılllarımı , gençliğimi verdiğim
Hüzünlerimi, sevinçlerimi tatdığım Daha ne yaşanacak tatlı günlerim vardı Ben bu şehri nasıl terkederim Buralardan nasıl giderim Yüreğimi çıkarıp atmam lazım Aklımdan bir şeyleri silmem, İçimden bir parçayı koparmam gerek Bu büyülü, tarih kokan şehire nasıl bağlanmışım Giderken ayaklarım yürürmü Gidersem gözlerim görürmü Ah Allahım nasıl dayanırım Gidiyorum bir sızı var içimde, Tarifsiz derin yara var gönülde Gidiyorum anılar gözlerimde Yürüyorum bir gölge var peşimde Giden ben değilim ki bedenim Sevda kokulu şehrin yiğidi; Bir daha gelemem, yüzünü göremem Sesini duymadan yaşayabilir miyim bilmem Bu sevgiyi kalbimde taşıyabilir miyim Zaman nasıl geçecek Sensizlik ölüm mü gelecek Bilemiyorum, sadece gidiyorum... Gidiyorum buralardan fakat unuturum sanma Sakın ardımdan bakma Hatıralar olsa da yanımda; Yaşarım yine senden uzakda Zaman acımasızdır yaralar sarılır, gözyaşları kurur Diner elbet bir gün yüreklerdeki sancı Akılda kalır sadece maziden bir kaç anı Ah Çanakkale’m Elveda sevdamın şehri Elveda kavak yellerin estiği Deli gençliğimin tatlı, buğulu yılları 20. Mart. 1996 On beş yıl önce gençliğimin geçtiği Çanakkaleden ayrılırken 19 yaşımda karaladığım bir şiirdi... o günleri yad edercesine.. |