GÜLÜM BEN
Hani; fırtınalar sonrası yağmurların ardından
karanlık gecelerden sonra ilk bahar sabahında bütün ihtişamıyla güneşin düştüğü yerde neşvünema bulan Çeşmeler çaylar ırmaklar gibi çağlayan gönüllerin girdabından fışkıran o asi duygulara inat Sade ve sessiz sıcak ve yumuşak tül tül perdelenmiş Sevecen vasi ruhlara sır sır açılan Sevginin başladığı yerde bitiveren sen Gözlerimde tüttün Buğulu aynalarda görünen yüzler gibi Yüzler binler hasretle beklediğim sevdam Hoş geldin gülüm güzelim nazeninim benim Bin çiçeğin usaresinde aradım kokunu Onlar senin gibi kokmadılar Güneşin renkleriyle bezenen Arzuların kavuşturduğu gülistan hoş geldin O; bembeyez anaların ak sütü gibi Şefkatli kolları misali dalların arasında Hani bitiverir ya anaların vurduğu yerde Burcu burcu kokan gülüm güzelim nazenininm benim O; kıpkırmızı tertemiz alnından vurulan şehidimin ‘’’bu topraklar için düştüğü yerden fışkıran Damarlarımda dolaşan nabzımda vuran Bu benim rengim vatanımın üstünde şerefle dalgalanan Gülüm güzelim nazeninim benim ‘’’bayrağımı hatırlatan O; mosmor soğuktan titreyen yavrumun ellerinde Sıcacık gönlü gibi taptaze yumuşacık Kıvrım kıvrım umutları gibi dolu dolu Tomurcuk tomurcuk gözleri gibi Bütün çıplaklığıyla bakan hayata Hey gözünü sevdiğimin gülü İpek ipek yüzlerinde gördüm Hani o; gülünce açılıveren O; pembe yanakların tarifcisi gibi Al al Beni duvağına tak gelinim Topuğuna dökülen saçının her telinde sallanayım Yeterki sen gül ben gülüm işte Gülüm benim nazeninim O; yemyeşil bütün şa şa sıyla baharın ortasında Sana yetmediği demde dillerin Yetmişbin defa güzelsin Biricik gülüm güzelim nazeninim O; masmavi denizleri deryaları Ummanları gördüm vurgunlar yediğim Gökleri gördüm hülyalara daldımda sayfa sayfa açılan yapraklarında Gözler gördüm göz bebeğim Gözgöze gelince gülüveren O sendin sendin işte gülüm güzelim Hani; yazın bütün çiçeklerin fevkinde Güneşi bile kavuran sevdaların sözcüsü Gönülleri saran duyguların habercisi gibi ’’’sevdiğimin yollarına dizilmiş Kainata sığmayan aşkım Gülüm güzelim nazeninim benim O; kararmış ufukların enginlerinde kadife kadife dürülmüş Sandığında çeyizi gibi sakladığı simsiyah rengini nakşetmiş ’’’göz nurunun atlas atlas döküldüğü kınalı ellerine Nede güzel yakışmış gülüm güzelim nazeninim benim Sararmış solan umutlarıma benzeyen bu sonbahar ikindisinde Rüzgara teslim olmuş yapraklar gibi hayallerimde savrulan hayalin Ağlattı canı gönülden Artık gözyaşım taşarsa taşsın Birdaha arkama bakamam bu son dönüm Ben anayım Ben toprağım Ben gülüm Artık ne vuslat kavuşturup ne hasret ayıracak Saatler bir vuracak Bin yıllar sonra dahi Sen benim yollarımda Ben senin dallarında Ve sen beni açacak Ben sende kokacağım Seninle zümrüt tepelerinde ebediyen bir olacağız Adım gül Soyadım gül Ben gülüm işte Ben gülüm işte… ( kulubeci ) |