HEP AYNI OYUNLAR BUGÜN
Gökleri sürdün gözlerine yağmurlu yerlerinden
En yaşlı halini aldın sanki ellerine; avuç avuç Yine de gülümsemeye çabalıyorsun "her şey iyi..." dercesine "Her şey yolunda..." Tamam, bu sefer de inanırım... Duygularım acayip bir halde kabarıyor sanki Elim elimi çekiyor sayfaların üzerinden Elim elimi istemiyor yazılmamışların üzerinde Kestim, parçaladım... Sesimi uzaktaki bir konteyner yanına bıraktım. Hiç olmadığı kadar sessiz Rafta tozlanan kitaplar gibi elsiz, Işıksız 7 mt2 de sensizim... Yine de, bir adım daha yaklaşıp; Seni görüyorum şimdi: hâlâ aynı surattasın. Vereceğim bir sesim yok, takip etme! Takip etme ki; bu gece rahatça kendimi öldürebileyim. Yine çevirdim çarkları, Dolapları döndürdüm, Atlı karıncalardan düştüm... Kilit taşlar üzerinde gölgemi ezdim Yalnızlıktan tiksinerek... Ben buyum: "bir deyişlik söz" Gerçekten tanışmalı mıydık? Sesimiz birbirine değmeli miydi sence? Tenim teninde yanmalı mıydı yani? Anlayamıyorum, sezemiyorum... Hiç değilse eskiden işin içinden çıkardım Şimdi o bile var değil... |
Dolapları döndürdüm,
Atlı karıncalardan düştüm...
Kilit taşlar üzerinde gölgemi ezdim
Yalnızlıktan tiksinerek...
Ben buyum: "bir deyişlik söz
bu bölüm bu şiire ait değil gibi. bana mı öyle geldi bilmem ama ilk okuyuşumda ayırdım burasını. bu bölüm çok farklı çok daha eee ne denir "özgün". bu bölümü ayrı begendim. ama şiirle birlikte okununca anlamsızlaşıyor.(bunlar tamamen benim fikirlerim) sadece bu bölümü ele alıp üstüne bir şiir yazılsa ya da bıraksak böyle kalsa.. yüreğinize sağlık.