ŞAHMERAN
Ben bir yılan sevdim;
İsmi Şahmeran! Kıvrılır yatardık göğün üstünde, Bulutları karartırdık İnandığımız yalanlarla… Şahmeran; Gülünce gamzeleri çıkar. Yeşile çalar gözleri Yılan gözleri Üfleyince çalar gönlünü. Ah Şahmeran; Yalancı aşkların sürüncemesi, Gelmişi ve geçmişi, Ömrümün en kara gecesi. Ben bir yılan sevdim yıllarca; Gündüz-gece umarsızca, Kıvrıla dolana hummalarla, Karşılıksız yeminlerle Boş umutlarla. Kara kuru bir yılan, Şah-ı perişan; Ben seni öyle sevdim ki, Öyle sevdim ki Şahmeran! Şu yüreğimin yarısını Hayallerimin tamamını yedirdim Kendi ellerimle, korkmadan. Bile bile öptüm dişlerinden Tacına kanımdan çiçekler, Yüzüne isyankar gülücükler taktım! Şahmeran; Ben sana yüreğimin içinden baktım! Ve ben bir yılan sevdim üzgünüm, En güzel yıllarımı ona bıraktım… Şahmeran; Saçlarında haram öpüşler, Sağ elinde beni vardı. Elinde ben olanlar iyi zehirlermiş, Öyle demişti bir vakit. Şahidim Allah’ım, yalan değil! Boynuma sarınıp da ısırdı ki, Hâlâ durur izleri. Dudağımda dudakları Ve yılan gözleri… Artık biliyorum Şahmeran, Biliyorum gözlerinin rengini, Artık biliyorum; Denizi deryayı engini… Biliyorum zehrini. Ben bir yılan sevdim; İsmi Şahmeran! Ve ben hâlâ yatıyorum göğün üstünde, Bulutları sarartıyorum bu kez, Sarıldığım riyalarla. Toprağa basıyorum çıplak ayaklarla, Seni arıyorum Şahmeran seni. Yine karşılaşacağız, bekle beni! Artık biliyorum; Denizi deryayı engini… Biliyorum zehrini, Adresini… -Şâhi- |