TOROSLAR'DA DOST DOSTA
Çocukluğum Toros yaylalarında
Kozalak toplayarak geçti yazları. Bilmezsin şimdi Köreken Dağı Hasretin ne büyük adı içimde Beraber Toroslar’a tırmanalım, Hayaliyle geçirelim bu günü. Hadi! Düştük Horzum’dan Koçcağız yollarına. Dik bir yokuşu vardır buraların bilirim. Sıkı tut ellerimden. Beraberce su içecektik Kocaoluk’tan, Yüzümüze su serpip,serinde dertleşecektik seninle. Yarıkoluk başında koca çınarla. Bırakma ellerimi buraları iyi bilirim ben. Ve sohbetli dar patikalar başlamıştı sahiden. Zorluğunu anlatıyordun bana , Ayağına takılan kayaların zorluğunu. Hayat:Taşlıklarla dolu değil mi zaten? İlerliyorduk beraberce, Zakkum yapraklarına düşen Şebnemlerde görüyordum gözlerini. Zakkumlar pembe pembe açılıyordu Seni görünce sevinçten. Güzel düşlerin ortasına bir ceviz düşüyordu Bir sincabın elinden. Başıma taş yağdırıyordu sanki, Rızkımı verdiğini zannedenlerin küstahlığıyla tepeden. Az ilerde bir dizi çınar gördük Gözlerine bakmak geldi içimden. Biliyordum! Biliyordum birden durulup, Gövdelere dökeceğin gözyaşlarını önceden. Biliyordum! O koca çınarı, Ölümü kondurmadığın babanı hatırlayacağını. Yolu yarılamış,yorulmuştuk inceden. Böğürtlen topladım sana, Kamış arası yayık yaptım. Onunla doyurdum seni. Şimdi dudakların daha bir pembe, Gülümsemen daha bir hevesli. Umutlarını anlatıyordun bana, Arkana baktığında yitik sandığın. Oysa eleleydik,tepe görünmüştü bile. Çam ağaçları yarıya kadar saklanmıştı bizden, Gözlerin renginde buğuluydu orman. Haydi biraz soluklan, Yüzünü yıka biraz. Bir avuç su iç buz gibi Kocaoluk’tan. İşte geldik zirveye, Sevgileri,hüzünleri paylaşarak. Şimdi tüm güçlükler yenik bizim azmimizden. Çoktan güneş vurmuş tepemize. Haydi elimden tut dostluğu iyi bilirim ben. Sen başı serin,kalbi derin,gözleri güneş, Dertleri saklı dost! Birgün gelir elele Toroslar’a tırmanırız elbet. Yasemin Gülmüş |