KIRIK BİR TABLO
Eskilerden geldim bugün
Sana bir hikâye anlatmaya: Kırık bir tablonun hikâyesi. Hani bir tablo vardı hatırlarsan: Birlikte çizmiştik hayallerimizle Düşlerimizle boyamıştık elele. Ad koymuştuk bir de hatırlarsan: Sevdanın Kırçiçekleri diye. İşte o tablo yok artık üzgünüm. Kayıverdi yüreğimden Tutamadım ellerim tutuldu. İşte o tablo yok artık üzgünüm. Herşey gözyaşlarıma karıştı İşte o tablo kırıldı. Kırçiçekleri boyun bükmüştü, Hüzün akıyordu çerçeveden. Bir de ev çizmiştik güneş panjurlu Oda yok artık yüz çevirmiş sevdaya. Yerine bunu getirdim yeniden, Karalayıverdim aceleden: Çerçevesi demirden, Güneşi karanlık aydınlıklarda. Gördün mü? Ağacı yaprak dökmüş, Ağlamaklı,hüzün hüzün dokunaklı. Boyun bükmüş menekşeler, Küskün bir ufuk çizgisi, Ayrılıklı kader gibi. O tablo yok artık üzgünüm. Senin gibi,benim gibi. Yenisini getirdim: Ayrılık gibi gözyaşı gibi... Yasemin Gülmüş |
EMEĞİN VAR OLSUN