Yeni Akım Gülceden Örnekler
1-NAZIM TÜRÜ:BULUŞMA
********************************** 1-HECE-SERBEST Tartışma ve kavgalarına son veren bir nazım türüdür. 2-Hece vezni ile serbesti, bir şiir bünyesinde buluşturmaktadır. 3-Oluşumu şöyledir: - - - - (Dörtlük: hece vezniyle yazılmış) 1-................................... 2-................................................ 3-.............................. 4-............ 5- sonra ki......................(Serbest mısralar-mısra sayısı şairin isteğine bağlıdır.) Yani; -(Hece vezniyle yazılmış dörtlük) -(Serbest mısralar) VEYA BUNUN TERSİ DE OLABİLİR -(Serbest mısralar) -(Hece vezniyle yazılmış dörtlük) 4-Hece vezniyle yazılmış dörtlük’ ün kafiye yapısı, hece sayısı, kalıbı tamamen şairin isteğine bağlıdır. Şair dilerse Hece ile yazılacak bölümü dörtlük değil, beşlik, altılık mısralardan veya değişik hece türleri ile de oluşturabilir. Yeter ki, hece-serbest buluşmasını gerçekleştirsin. Adı gibi BULUŞMA olsun. 5-Şiirin uzunluk,kısalık durumları tamamen şairin isteğine bağlıdır. BULUŞMA TÜRÜ ŞİİRE BİR ÖRNEK VERELİM: ’HER iNSAN ve BEN Her insan, her insan birazcık deli Ben sana deliyim, hem de zırdeli. Hep seni görürüm ne yana baksam Hep seni ararım gittin gideli... Gittin gideli ne haldeyim, Sorsan bir, arasan bir; ne olur...? ..............Hasret dağlarının Ferhatıyım ...........................Tek sana, tek sana sevdalıyım... Her insan, her insan birazcık aşık Ben sevdanı saran çılgın sarmaşık. Yıktım duvarları, bahçeyi, çiti Bu sebep yüzünden başım dolaşık... Işık... ......Işık... ..........Işık... ...........Sonsuzluk türküm, bitmeyen ışık.... Yoksun işte, yoksun yanımda, canevimde Özledim nefesini, sesini ....................Dava açtım mevsimlere .......................Kışların kapısındayım ....................................Firardayım.... Her insan, her insan düşkün paraya Ben sana düşkünüm, bak şu yaraya Olmazsa derdime derman gözlerin Döner deli gönlüm yıkık saraya... Varlık sen, yokluk yine sen Ötesi sadece boşluk, .................Yosun gözlerinle bir bak istersen... .....................Acılarımla başbaşayım; ...........................Işık* hızıyla sana koşayım ..................................................’Gel! ’ dersen... Her insan doğduysa, mutlak ölecek Ölsem sevdan ile kim ne bilecek..? Kırıp aynaları, durgun suya bak Gözlerin benimle orda gülecek... Gülüm, ..........Gülüm... ...................Gülüm... ..............Ve sana kavuşmaksa ölüm ......................Dünden razıyım her şeye, hazırım inan..! .............................Gece yarısında suya indiğinde bir ceylan .................................Mor menekşe buselerle avuçlarına ....................................Avuçlarına düşeyim; mutlu olurum o an... .............................................Bitsin bu zulüm, ................................................................Gülüm, ....................................................................Gülüm... ...........................................................................Gülüm... Mustafa CEYLAN 10 / 11. Ocak. 2006’ 2-NAZIM TÜRÜ:ÇAPRAZLAMA ************************************** 1-Hece şiirimizde kafiyenin yönlendirici, çoğu kere kısıtlayıcı etkisinin azaltılmasını amaçlayan bir nazım türüdür. Kafiyelerin bir dörtlük içinde ÇAPRAZLAMA olarak yerleştirilmesi ile meydana gelen bir nazım türüdür. 2-Kafiye dizilişi şöyledir. a- (mısranın başında) -b (mısranın sonunda) -a (mısranın sonunda) b- (mısranın başında) x -c (mısranın sonunda) d- (mısranın başında) c- (mısranın başında) -d (mısranın sonunda) Diğer kıtalar bunların(bu iki kıtanın) tekrarı şeklindedir. 3-Şiir tarihimizde çok önceleri kafiye mısra başında idi, sonra mısra ortasına alındı; İslâmiyet’i kabulümüzden sonra mısra sonlarına alınmıştır. Şairin, kafiye kıskacında sığ - verimsiz duruma düşmemesi için çaprazlama olarak kafiyeler yerleştirilmiştir. Yukarıdaki kafiye dizilişinin dışında kafiyeler değişik şekilde de çapraz olarak yerleştirilebilir ler, bu, tamamen şairin isteğine kalmıştır. 4-Genellikle 7+7=14 Heceli-kalıplı şiirlerde kullanılırsa da, 6+5=11 dahil diğer ölçü-kalıplarda da kullanılarak veya beşlik, altılık mısralardan oluşan şiirlerde ve de gene ’çaprazına yerleştirilmiş’ kafiyelerle değişik ÇAPRAZLAMA örnekleri verilebilir, şiirler yazılabilir. Önemli olan kafiye kıskacından şairin ve şiirin kurtarılarak, yeni nefes alanı ve şekli ortaya konulmasıdır. Serbest şiirde yapılan ’Çaprazına Serbest’ adı ile anılır. ÇAPRAZLAMA TÜRÜ ŞİİRE ÖRNEK VERELİM: (Kafiyelerin yeri belli olsun diye büyük harfle gösterelim) ’GÜLŞEN KIŞ gecesi soğuğu gönül dalında rüzgâr Kar yağıyor başıma delirdim YOLLARDAYIM. Biliyorum kabrime uzanan yol KISALMIŞ DARDAYIM be Gülşen’im, seni aramaktayım. Zamanı parçalayan zaman çıktı DIŞARI DELİTAYIM vuruldu,susmaz ki susturayım? SAPSARI bir korkunun giyindim gömleğini Nerdesin be Gülşen’im, seni ARAMAKTAYIM. BİR tutsam ellerini, kokunu ciğerime Nikotin gibi çeksem, inan ki KURTULURUM. Leyla’yı Mecnun’undan ayıranları BİR BİR VURURUM be Gülşen’im, tetikte, parmaktayım. İçimdeki türbenin gökyüzüydü KUBBESİ AYIM, güneşim düştü, yer altında yıldızım. HEYBESİ ağıt dolu yolcular arasından Çek çıkar be Gülşen’im; işte YALVARMAKTAYIM YANKILANIR beynimde ayrılığın depremi Yetişsin imdadıma hayat veren gül SESİN Tutmaz elim, ayağım; deliler beni TANIR NERDESİN be Gülşen’im, seni aramaktayım. Ses ver gayri sesime, n’olursun dene SONKEZ VARMAKTAYIM galiba uçurum sarayıma... BİLMEZ, kimseler bilmez,sorsalar da söylemem! Bir bilsen be Gülşen’im,dert akan IRMAKTAYIM. Mustafa CEYLAN ’ 3-NAZIM TÜRÜ: GÜLCE ******************************** 1-Gülce, aynı zamanda adını, edebi akımımıza da vermiş olan bir nazım türüdür. 2-Japon edebiyatının HAİKU adını verdiği nazım türünün bizim edebiyatımızda yeni bir ruhla ele alınışıdır. 3-Hece vezniile yazılır. Kafiye yapılıp yapılmaması şairin dileğine bırakılmıştır. Önemli olan mısralardaki hece sayısıdır. 4-Birinci mısra=5 HECE ve İkinci mısra=7 HECE olmak kaydıyla, dörtlük tarzında, beşlik, altılık veya başka sayılarda GÜLCE yazılabilir. Önemli olan BİR MISRANIN 5 HECE, ONDAN SONRA GELEN MISRANIN YEDİ HECE OLMASIDIR. 5-GÜLCE’nin şematik yapısı şöyledir: ..........................5 Hece .................................7 Hece ...........................5 Hece .................................7 Hece ............................5 Hece ..................................7 Hece Böylece isteğe bağlı olarak devam edebilir. Edebî akımımıza da adını veren GÜLCE ŞİİR TÜRÜ’ ne bir örnek verelim: ’CAN Acılarımın Çiçeğini sulardım Kendi halimde, Menekşelenirdi su... İşin doğrusu Oyuncağımdı zaman... Gecelerimin Büyüsüne kapıldım Bilemedim ki Geceler gözlerinmiş; Öyle derinmiş Boğuldum, kayboldum can... Mustafa CEYLAN’ 4-NAZIM TÜRÜ:TRİYOLEMSİ(üçleme) ************************************ 1-Batı Edebiyatı nazım türlerinden olan ’Triyole’ nin değişik bir versiyonudur. Adına üçleme de denmektedir. -Mısra yapısı şu şekildedir ..............................................................(1-a) ..............................................................(2-a) ..............................................................c ..............................................................c ..............................................................c ..............................................................(1-a) -Mısra aynen ...............................................................d ...............................................................d ...............................................................d ...............................................................(2-a) mısra aynen 3-Burada a-b-c-d kafiyeleri göstermektedir. (1 ve 2) de mısranın baştan sona tamamını göstermektedir. Yani ilk mısra hiç bir değişikliğe tabi tutulmadan, BİRİNCİ MISRA BİRİNCİ DÖRTLÜĞÜN DÖRDÜNCÜ MISRASI olmakta; İKİNCİ MISRA DA İKİNCİ DÖRTLÜĞÜN GENE DÖRDÜNCÜ MISRASI OLMAKTADIR. 4-Genellikle 8 artı 8=16 hece ölçüsü ile yazılırsa da, bu mısra yapısına bağlı kalmak kaydıyla, şair dilerse 7 artı 7=14, 6 artı 5=11 veya başka ölçü ve kalıplarda da değişik ’Triyolemsi’ler yazabilir. Önemli olan ilk-BEYİT’-teki iki mısranın aşağıdaki dörtlüklerde aldığı yerdir. 5-ilk BEYİT’in mısraları da kendi arasında mutlaka kafiyeli olmalıdır. TRİYOLEMSİ(ÜÇLEME) TÜRÜ ŞİİRE ÖRNEK VERELİM: ’ŞEHRİMİN SABAHI Erken doğar şehrimin parıltıyla güneşi Geç batar,kubbelerde serinletir ateşi. Soyunur karanlığı kaldırımlara inip Akça sütten yumuşak ışıkları giyinip Dualı adımlarla kıblesine yönelip Erken doğar şehrimin parıltıyla güneşi Zamanın cümbüşünde sabahçı kahveleri Dolmuşlar çıkar yola, atarlar ilk seferi Yarının güneşiyken çocukların elleri Geç batar, kubbelerde serinletir ateşi. Mustafa CEYLAN’ 5-NAZIM TÜRÜ:TOKMAK ****************************** 1-Şairin kendisi veya yakınlarını-dostlarını hicvedeceği bir nazım çeşididir. 2-Hece vezninin çok değişik ölçü-kalıpları bir şiirin bünyesinde toplanmıştır. Batı edebiyatının ’sone’ si ile bizim Halk edebiyatrımızın ’koşma’ sının bir araya getirilmesi gibidir. İstenirse her kuplenin son mısraı tamamen bağımsız olabilir. 3-Hece-ölçü ve kalıpları büyükten küçüğe vaya küçükten büyüğe doğru da dizilebilr ve çok değişik şekillerde TOKMAK türü şiirler yazılabilir. 4-Dörtlüklerdeki kafiye yapısı şairin isteğine bağlıdır. 5-Örnek bir TOKMAK NAZIM TÜRÜ’NÜN ŞEMASI ŞÖYLEDİR. (Şair dilerse bunun tersini, değişik ölçü ve kafiyelerle de yapabilir. Önemli olan, hece-ölçü- kalıplarının artan ve azalan dizilişlerinin, sıralanışının bozulmaması; daha önemlisi, geleneksel şiirimizde tek bir ölçü-kalıpla başlayıp şiir bitimine kadar devam eden sistem, burada, çeşitli ölçü ve kalıplar bir araya getirilerek oluşturulmuş olmasıdır.) -(445=13 Hece) -a -(445=13 Hece) -b -(445=13 Hece) -a -(445=13 Hece) -b -(445=13 Hece) -b -(445=13 Hece) -b ....................................................(445=13 Hece) -b * -(66=12 Hece) -c -(66=12 Hece) -d -(66=12 Hece) -c -(66=12 Hece) -d -(66=12 Hece) -e -(66=12 Hece) -e ................................................(66=12 Hece) -e * -(65=11 Hece) -f -(65=11 Hece) -g -(65=11 Hece) -f -(65=11 hece) -g -(65=11 Hece) -h -(65=11 Hece) -h ............................................(85=11 Hece) -h * -(55=10 Hece) -ı -(55=10 Hece) -k -(55=10 Hece) -ı -(55=10 Hece) -k -(55=10 Hece) -m -(55=10 Hece) -m .......................................(55=10 Hece) .......m * -(45=9 Hece) -n -(45=9 Hece) -o -(45=9 Hece) -n -(45=9 Hece) -o -(45=9 Hece) -p -(45=9 Hece) -p ...............................(45=9 Hece) ........p TOKMAK ŞİİR TÜRÜNE ÖRNEK VERELİM: ’VE ÇINAR DEVRİLDİ Sonbaharda bekliyorken sevgi yağmuru Dolu yağdı, esip geçti karla fırtına. Deli gönül boşboşuna atar son turu Erteleyip umutları gelmez yarına... Yarına ey! Yarına hey! Gelmez yarına Atın beni boz toprağın şom efkârına ...................Düşeceğim nasıl olsa dost’un nâr’ına... * Dipsiz kuyularda puslu ay ışığı Cangıl cungul kervan, yol dağa dolanmış. Sanmayın bu yeni gelin ayrılığı Bir yetim ıslığı dudağa ulanmış. Gelmesin kabrime yakından yakınım Üç beş şiir işte kalacak çıkınım .....................Bire bin vermedi tarlada ekinim... * El gülüp oynarken yoğruldum dertle Bir günden bir güne gülmedi yüzüm. Sardım acıları sırta kementle Davacı olurken gecem gündüzüm... Alın sizin olsun neyim var ise Giden insan ruhu, gitmez ki kese. ....................Üstünde ot biten ses vermez sese... * Ne kavim kardeş, ne evlâd ıyâl Yalandır hepsi, tek bana yalan. Som altın düşler, zehirden hayâl Gel gel! Demişti: Biraz oyalan... Oyun bitti bak, zulüm yağıyor Yağıyor da can, sanki boğuyor. ................Zikreden lâle boyun eğiyor... * Yamuk tahta parmak parmak iz Orman olur aslına dönse. Orda burda parça parça biz Anlamadım gitti nedense... Susar Ceyhun, kurur da pınar Giden atlı arzuyla yanar. .............Ve devrilir yerlere çınar... Mustafa CEYLAN’ 6-NAZIM TÜRÜ:YİĞİTCE ******************************* 1-Adından anlaşılacağı gibi yiğitlik-kahramanlık içeren konuları ele alan bir nazım türüdür. Halk şiirimizdeki VARSAĞI’nın yeni versiyonudur. 2-Kafiye yapısı önemlidir. 3-44=8 Hece vezni ile yazılır. Kafiyeler mısranın baş tarafına alınmış olup, şematik olarak şöyledir: a- b- (Serbest) - b- c-d c-d c- b- e-f e-f e- b- g-h g-h g- b- ı-i ı-i ı- b- j-k j-k j- b- YİĞİTCE ŞİİR TÜRÜNE ÖRNEK VERELİM: ’ASKER OĞUL Anaların ağıdını Dindir gayri asker oğul! Dağ başından paçavrayı İndir gayri asker oğul! Boyanmadan şafak güne, Dayanmadan ay göğsüne Uyanmadan kahpe düşman Bindir gayri asker oğul! Uslu durmaz bu hainler, Yaslı yollar seni dinler. Paslı çarkı tut tersine Döndür gayri asker oğul! Ülken hayran inan sana Gölgen bile yeter ona! Bölgen bir bir temizlensin Sindir gayri asker oğul! Kucağıma doğsun da nur Bucağıma gelsin huzur. Ocağıma nefes eyle Yandır gayri asker oğul! Bilsin tarih destanını, Silsin dağın her yanını. Bulsun balyoz tepesini Kondur gayri asker oğul! Mustafa CEYLAN ’ YÜREK BÜYÜR TUNUS KADAR Afrika’da başlar devrim Sıradadır Mısır Katar Ezilenler mustazaflar Ordusunda Halit serdar Cürüm ne ki hak dilene Zulüm gördü bunca sene Ölüm nedir dar dünyada Bir ölürse bin can adar Dağ akıtır soğuk pınar Bağ yeşertir ulu çınar Çağ susamış adalete Ömer gelir zulmü budar Tüter gözde güzel şehit Beter olsun soysuz Yezit Yeter artık tiranlara Çek kılıcı Ali Haydar Yıl yaklaştı gün kısaldı Gül devrine ramak kaldı Yol verin ki Ebuzer’e Görsün artık kul itibar Diner dertler baht açıksa Döner sanma deniz çıksa Biner Tarık kıratına Yürek büyür Tunus kadar 7-NAZIM TÜRÜ:AKROSTİK ************************************ 1-Akrostiş şiir tekniğinin yeni bir anlayışla ileriye götürülmesini amaçlar. Akrostişte mısra başlarında verilen İP UCU, AKROSTİK de mısra kelimeleri arasında DÜZGÜN BİR DİZİLİŞLE gizlenmiştir. 2-AKROSTİK’ de HARF dizini 1-2-3-4... diye gitmektedir. 3-İster hece, ister aruz vezniyle veya serbest yazılsın fark etmiyor. Önemli olan harf dizilişidir. Kafiye yapıp yapmamak ta şairin isteğine kalmış bir durumdur. İşte iki örnek - AKROSTİK - (D) ün gece düşümde gördüm sevdiğim B(İ) r yanım yanıyor, duydun mu beni Bi(L) emezsin içimdeki acıyı Yar(A) m çok kanıyor, duydun mu beni Közü(N) e banıyor duydun mu beni (D) oğan güneşimsin kara geceme Ş(İ) ir gibi takılırsın heceme Se(L) am olsun benim gönül eceme Yar(A) m çok kanıyor, duydun mu beni Közü(N) e banıyor duydun mu beni ** (Ş) iir gözlerinde ihtilâl olur, Bakışın (İ) çime yazar ismini. Vuslat yeşilinden (İ) zin okunur, Dumansı gözlerden çektim®esmini... 8-NAZIM TÜRÜ:SONE’M ******************************* 1-Batı edebiyatındaki ’Sone’ nin değişik bir versiyonudur. Kuple oluşumu Batı Edebiyatındaki ’sone’ ile aynıdır. Batı Edebiyatında kafiye yapısına göre sone türleri vardır. Fransız sone’si (abba-abba-ccd-eed) dizilişi ile; İtalyan sone’si (abba-abba-ccd-ede) dizilişi ile, İngiliz sonesi ise Fransız sonesinin kafiye dizilişini muafaza ederek, ilk 10 mısrayı bir bent yapmakta, son iki mısrayı ayrı bir bent yapmaktadır. Türk edebiyatına Servet-i Fünuncular döneminde giren sone’yi bizim şairlerimiz çeşitli şekillerde kullanmışlardır. Türk şiirine yeni nefes alanları sunmaya çalışan GÜLCE edebi akımı, Fransız,İtalyan ve İngiliz sone kafiye dizilişlerinin dışında yeni bir kafiye dizilişi ve adı önermiştir. 2-SONE’ M’in şekli ve Kafiye şeması şöyledir. -a -b -b -a -c -d -d -c -e -f -f -e -g -g 3-Hece vezni ile yazılmakta ve hecenin 7 artı 7=14 ölçü-kalıbı kullanılmaktadır. SONE’M ŞİİR TÜRÜNE ÖRNEK VERELİM: ’RUHUN BANA GÖSTERSİN Ellerimle resmetsem şu güzelim baharı, Bin bir türlü çiçekle kuş sesleri doluşsa, Menekşeler üstünde kelebekler buluşsa, Doyursam sevdalara bu güzelim baharı. Önce kışa çevirsem zaten beyaz ya tuval, Sonra parmak uçlarım gösterse hünerini. İçimden geldiğince doldursam her yerini, Gönül ikna olmadan cevap ister bir sual. Gün düşer mi üstüne yaralı can solarken, Leylaklar arasına hasretimi yol etsem? Döner miyim sılaya varılmadık gurbetsem? Tuvalim sevgi ile yavaş yavaş dolarken, Bu tablonun içinde sen nereyi istersin? Bunu sözlerin değil ruhun bana göstersin! Osman Öcal ’ 9-NAZIM TÜRÜ:SERBEST ZİNCİR ******************************************* 1-Türk Halk Şiirinde ’zincirleme’ veya ’zincirbent’ adıyla anılan ve bir tür ’koşma’ olan şiir türümüzün ’zincirleme tekniği’ ni, özellikle SERBEST ŞİİR’ de uygulamak için bu nazım türünü önerdik. Bize göre, serbest şiir tamamen kuralsız ve akla gelenin yazıldığı, bir nesir parçasının makasla rastgele kesilip alt alta dizildiği bir nazım türü değildir. Serbest şiirin de, başta iç ahenk, ritm, uyum, imge ve edebi sanatlarla da harmanlanması gerekir. Bu sebeple, Halk Şiirimizin ’zincirbet’ini serbest şiirde kullanmak istedik. Özellikle, mısra zincirinde her mısranın son kelimesi, takip eden mısranın ilk kelimesi olarak kullanıldığından, dörtlüklerle oluşturulan Halk Edebiyatımız şir tarihinde, bu tarz zincirlemenin örnekleri azdır. Serbest şiirimizde ’tekerrür’ sanatıyla, vurgu ve tonlamalarla zincir uygulaması başarılı olacaktır. 2-Ayrıca, Gülce Nazım türlerinin hepsinde zincirbent uygulanabilir. 3-Mısra zinciri veya dörtlük zinciri tercihi şairin kendisine kalmıştır. SERBEST ZİNCİR’E ÖRNEK VERELİM: ’TOHUM ve TOPRAK Sabahlar ıslaktı Islaktı yer, gök Göklerin çağrısı vardı Vardı yokların arasında Arasında geçmişle geleceğin ’Geleceğin günü bilirim’ dedi Dedi ya gülümsedi toprak... Toprak mahzen, toprak ana karnı Karnına sancı düşmüştü Düşmüştü yazgısında bir tohum Tohum, çekti besmeleyi derinden Derinden derine, ulam ulam ulaştı haberler Haberler muştuladı doğumu ’Doğu mu batı mı hiç önemli değil’ dedi Dedi ya demesine,kendi duydu ancak... Ancak, değildi zamanı şimdi Şimdi, kabuğunu okşamalı kan tüküren zamanın şimdi Şimdi başka çare mi var? Hele dur! ’Dur! ’ dedi ya, boşuna yankılandı sesi... Sesi yırttı sessizliğin yüzünü Yüzünü yırtarken tek bir tohum... Tohum çıkardı boğum boğum filizini dışarı ’Dışarı soğuk yüzlü tankların palet uğultusunda’ diyemedi, Diyemedi tohuma, dinletemedi söz Söz, demeç demeç ıslaktı kandan, Kandan çepeçevre her yan ’Yandım anam’ dedi çılgın rüzgâra Rüzgâra verdi umutlarını, şimdi n’olacak? N’olacak umut, n’olacak sancı ve n’olacak ulam ulam haberler Haberlerler var haberlerin içinde İçinde kılcal köklerini uzatıp dayanırken tohum Tohum yazgısının sancısında kıvrandı filiz Filiz direndi mevsimine, ama ne çare? Çaresizce eğdi başını ağlayarak... Ağlayarak analar gitti toprağa Toprağa düştü yavrular, Yavrular Karabağ’da,Gazze’de... Mustafa CEYLAN’ 10-NAZIM TÜRÜ:TEKİL ******************************* 1-Adından da anlaşılacağı gibi, tek sayılı hece kalıbından oluşan bir nazım türüdür. 2-Dörtlüklerin şematik yapısı şöyleir: ……………….7 Hece ……………….9 Hece ……………….11 Hece ……………….13 Hece’li bir yapıdan OLUŞMAKTA. 6-Kafiye uygulamalarında şair tamamen serbesttir. Dilediği şekil ve çeşit-yer ve konumda kafiye uygulayabilir veya uygulamaz. Önemli olan BİRİNCİ MISRANIN 7, ondan sonra gelen mısraların 9-11 ve 13 hece ile meydana gelmesidir. 3-Dörtlük,beşlik, altılık veya başka şekillerde de uygulama yapılabilir. Sadece 1-3-5-7-9-11-13-15-17-19 vb hece sayı dizilişinin korunmasıdır. Şair dilerse (sırayı şaşırtmadan) 5-7-9-11 veya 3-5-7-9 hecelik mısra dizilişleri ya da (9-7-5-3) VEYA (15-13-11-9) VB..başka şekillerde TEKİL HECELERLE şiirin dokusunu örebilir. TEKİL ŞİİR TÜRÜNE ÖRNEK VERELİM. ’Nar Çiçeğinde Seyyah Yürek O kara gözler inleyen bir tele düşmüş. Umutlar, Yarınsız günler Mutluluk kara düşmüş. Yürek buruk, ah edip inler Ve aşka tutsak ve bu gönül hasta Hasta hasta amma, em bulmaz çöle düşmüş. Yarınlar, Ağrılı düşler Üşüyen gülüşler. Cemre diline tercümansız Kırık kanatlar, uçmaya dermansız Boğulur girdabında, derin bir göle düşmüş. Mutluluk, Yetimce velet Yuvasız ilelebet. Sığıntısız, ayaza çıplak Her dakika bin kez olurken helak Dağlar arasında, aşılmaz bele düşmüş. Ya yürek, Eyvah ki eyvah! Narçiçeğinde seyyah. Yangında alaz, hakta köz köz Kabuk tutmaz bir an, yaralar göz göz Vuslatî diyor ki, çekilmez çile düşmüş. Osman Öcal ’ 11-NAZIM TÜRÜ:DÖNENCE **************************************** 1-Cinaslı kafiyelerin çaprazlama ve dönerli olarak yerleştirilmesinden meydana gelen bir hece nazım türüdür. 2-’Çaprazlama’ nazım türümüzün cinaslı kafiyelerle değişik bir versiyonudur. CİNASLI KAFİYELER’in mısralardaki konumları şöyledir: a-b(*) -a -c c-b(*) * d-e(**) -d -f f-e(**) 3-b(*) ve e(**) kafiyeleri istenirse cinaslı olmayabilir. Bunlar mısranın sonundaki kafiyelerdir. Diğerleri (a,c,d,f) cinaslı kafiyelerdir ve çaprazlama olarak yerleştirilmişlerdir. 4-Genellikle 77=14 hece ölçü-kalıbıyla yazılır, ancak, şiar isterse hecenin çeşitli kalıp-ölçülerinde de değişik eserler meydana getirebilir. DÖNENCE ŞİİR TÜRÜNE ÖRNEK VERELİM: ’BAHANE Güz elleri okşarken ağaran saçlarımı Bıraktım takvimlerin koynuna güzelleri. Saydıkça, günahlarım dökülür her gözeden, Göz eden ay bakışlar affetmez suçlarımı. Gün, ah eder, ben suskun; dolanır söz dilime Saat döner, çark döner, tayfun olur her günah... Mısralarım ses verir: “Ben değilim çare siz...” Çaresiz son yokuşta balyoz iner belime... ’Gelin! ..’ diye çağırsam yaban olur dostlarım Kimi iç güveysidir, kimisi olur gelin. Nerde cerenler nerde, soran yok ki derdi ne? “Derd ine dizlerine, her şey kalmışken yarım...” Bir inciydi makamım, mevkim, şanım, şöhretim Döndükçe koltuklarım diplomam birinciydi. Her dönüşte umuttum, ey dönekler dünyası! Dün, yası bıraktım da şimdi boşa gayretim. Kırat topal içimde, kulede şom pervane Dönsün kendi kendine, gönlüm diyor ki: kır at! Küsmem alın yazıma, böyle yazmış Yaradan Yaradan kan sızacak, ötekiler bahane… Mustafa CEYLAN ’ 12-NAZIM TÜRÜ:ÜÇGEN ************************************* 1-Şekil itibariyle ÜÇGEN’e benzediğinden bu ismi almıştır. Azdan çoğa, çoktan aza doğru hecelerden oluşan mısra yapısı vardır. Hece veznimizde yeni bir nazım çeşididir. 2-Mısralardaki hece sayısı çok önemlidir. Mısra kaç hecelikse, hece sayısını ihtiva eden satırda yerini almaktadır. -1 -2 -3 -4 -5 -6 -7 veya bunun tersi olan; -7 -6 -5 -4 -3 -2 -1 Hecelerden oluşan başlı başına bir kalıptır. 3-Şair dilerse, çok değişik şekiller ve dizilişlerde de ÜÇGEN türü şiir yazabilir. Önemli olan, hece sayısının artış ve eksilişindeki sıra sayısıdır. İstenilen hece sayısı ile başlanılıp, istenilen hece sayısına kadar üçgen uzatılabilir-kısaltılabilir, iki ya da üç, dört üçgen taban tabana, ters veya değişik şekillerde de bir araya getirilebilir. 4-Kafiye oluşumunda şair tamamen özgürdür. Dilediği şekilde kafiye dokusunu oluşturabilir. ÜÇGEN TÜRÜ ŞİİRE ÖRNEK VERELİM: ’GİTME KAL Sen Gelir Gidersin, Çiçeklenir İçimdeki dal; Gerçeğe döner düş, Gerçeğe döner masal... Kokun, nefesin, sesin Odamı doldurur... Tez biter zaman Susar saat Diyemem Gitme Kal! ... Kal... Canım, Kal gülüm Kal n’olursun, Biraz daha kal... Uzat ellerini Öpeyim, koklayayım Haydi sarıl boynuma Bitsin yetimliğim Ah bile demem Çiçeğimi Dalından Kopar Al... Mustafa CEYLAN ’ 13-NAZIM TÜRÜ:YUNUSCA **************************************** ..............................6 artı 5 =11 ..............................6artı 5=11 ..............................6artı 5 =11 ..............................4artı 4=8 Mısralardaki hece sayıları bu ve bunun tersi de olabilir. Ayrıca,(5artı 6 ve 4artı 4) ,(4artı 4 ve 4artı 3) ,(4artı 4 ve 3artı 4) , (7artı 7 ve 6artı 5) (7artı 7 ve 5artı 6) le de Yunusca yazılabilir. Kafiye dizilişi de şairin insiyatifine bırakılmıştır. Millet, memleket, aşk ve tasavvufi konularda eserler verilmesini arzuladığımız bir nazım türüdür. Bu ve buna benzer çok sayıda deneme yapan ve başarılı şiirler veren çok sayıda şairimiz vardır şüphesiz. Ancak bunu bir edebi akımın kendisine ses bayrağı yapıp, nazım türü olarak ele alması ilk kez GÜLCE’ye nasip olmaktadır. YUNUSCA’YA ÖRNEK VERELİM: Uzay dolmuşuna tersinden binmiş Sanırsın mübârek şeytanmış, cinmiş Mısır tarlasını mesken edinmiş Yatar durur Molla Kasım. Kuşçuların orda varıp uykuya Şavkını düşürdü susuz kuyuya Şiir defterinden koparıp suya Atar durur Molla Kasım. Savurur rüzgârlar kirli postunu Klavye cambazı aşar kastını Bir plaket için kadim dostunu Satar durur Molla Kasım. Yitik sevdaların çulsuz aşığı Sosyete dulların son bulaşığı Kelam masasında yalan kaşığı Tutar durur Molla Kasım. İyiliği bilmez teper sofraya Bu sebep yüzünden hep kalır yaya İflâs topu atar arka arkaya Batar durur Molla Kasım. Alçaktan alçaktır, kısacık boyu Tefrika ehlinin düğünü, toyu İhanet ve yalan değişmez huyu Atar durur Molla Kasım. Adını gizleyen kadın peşinde Koşmaktan yorulmuş ahir yaşında Kusmuğu dururken çürük dişinde Yutar durur Molla Kasım. Mustafa CEYLAN 04.11.2008 ’ 14-NAZIM TÜRÜ:BAHÇE ********************************** 1-Bu nazım türü, GÜLCE Nazım türlerininin hepsini ya da bir kaççeşitini bir şiir bünyesinde bulundurmaktadır. 2-Nazım türlerinin şiir içinde konuyla bütünleşen bir tarzda yer alması tamamen şairin insiyatifine ve şiirin akışına bırakılmıştır. 15-NAZIM TÜRÜ:GÜLİSTAN *********************************** 1-Aruz ve Hece vezninin bir şiirde bir araya gelerek BULUŞMASI olup, geleneksel DİVAN EDEBİYATIMIZDAKİ GAZEL’in yepyeni bir formatla ele alınıp, yeni bir terkip oluşturulmuştur. Bu yeni gazel türünün adı: GÜLİSTAN’dır. 2-Şematik yapısı hece ile yazılmış HAN DUVARLARI şiirinin ARUZ-HECE BULUŞMASI’nda şekillenmesidir diyebiliriz. Yapısı şöyledir: ......................................(a) Aruzla yazılmış Gazel beyitleri ......................................(b) ......................................© ......................................(b) ......................................(d) ......................................(b) .......................................(e) .......................................(b) .......................................(f) .......................................(b) ............................Hece vezinli kıta veya kuple GÜLİSTAN ŞİİR TÜRÜNE ÖRNEK VERELİM: ’GÜLİSTAN -I- Şair dostum, umutsuzluk uzaklaşsın gönüllerden Kalem coşsun, bizim gülden doğan elbet; gülistandır. Susuz kalmış pınar, gök gözlerin, yağmur gözetlerse Yüreklerden, bulutlardan sağan elbet; gülistandır. Açar gülcem, güneşlerden ışık toplar sevinçiyle Şiirlerden seçip bir gün, yığan elbet; gülistandır. Yürek derler kaînattan büyük, fındık kadar yüktür Bilirsin can, Yunuslaştır, sığan elbet; gülistandır. Gümüş sözler di susmaz, duygu destandır tutulmaz ki Semâlardan, doruklardan yağan elbet; gülistandır. Beşikteyken gülümser bak, henüz doğmuş bebektir o; Eğilmezmiş, o başlardan eğen elbet; gülistandır. Çıkar, yorgun yokuşlardan tutar ilham dalından hem Buse dersen, bulutlardan değen elbet; gülistandır. Seven herkes,bu yıldızdan ışık alsın güzelleşsin Horuldarmış karanlıklar, boğan elbet; gülistandır. -II- Saat on üç: Gülistandan gelir en ulvi ses; dinle! Yiğit şâir sesîdir, sen de duy, yan ağla derdinle.. Kulak ver, çınlıyor; kalbinde goncâlar açar; dinle! Huzur çağlar, barış destan olur bir anda kalbinle... Sazın bağrında tellerden mübârek sevda var; dinle Onu duysan, güzellikler tutarsın hep, kemendinle Ozan Osman Öcal derler, duman olmuş, yanar dinle İşit, ilham alırsın bak, yaşarsın sen de sevginle: ’En büyük arzum idi seni haktan dileğim, Gamzeler düşmüş yere nazar mı var meleğim? Ömrümün iksirisin sen gül ki ben güleyim. ……….Güldüğünde yüzünde narçiçeği açmalı, ……….Dokunan seher yeli kokusunu saçmalı.’ O mahzun bakışların yakışmıyor gözüne, Hangi can dayanır ki sevdiğinde hüzün’e? Yüreğinden dökülüp gül damlasın yüzüne. ……….Güldüğünde yüzünde narçiçeği açmalı, ……….Çiçekler arasında kelebekler uçmalı.’(*) -III- Saat ondört: Kırılsın ayna, düşsün yelkovan birden Zaman gitsin başımdan, kırlaşan saçlarda cümbüş var Umut eksem, yürek yangınlarım âlevlenir birden Yazan yazmış, kader derler; geçip gitmez yalan yıllar Ozan susmaz ki, derdim dağların üstünde dert sanki Sazından, yer ve gökler dillenir, çatlar sabır ve nar Büyük aşkın çiçeklenmiş avâzından yanar teller Gülistandan açar güller gülün tartar, alır kantar: ’Çöllerin ortasından zemzem gibi akardın, Ağustosta gönlüme yağan bembeyaz kardın, Zemheride kor gibi dokununca yakardın. ……….Güldüğünde yüzünde narçiçeği açmalı, ……….Bala susamış bu can nektarını içmeli.’ Alev alsın aşkımız bulutlarla ıslansın, Büyüsün sürgünleri yıldızlara yaslansın, Sevdamızın izine her mevsimde rastlansın. ……….Güldüğünde yüzünde narçiçeği açmalı, ……….Bakıp yıldız falına nazar senden kaçmalı.’ (*) -IV- Saat on beş: Gülistandan sesin gelsin gülüm artık Senindir söylenen destan, senindir çığrılan türkü.. (Mefâ’îlün / mefâ’îlün / mefâ’îlün / mefâ’îlün) (*) Gülce edebi akım öncülerinden şair Osman ÖCAL Kardeşime ait ’ ALEV ALSIN AŞKIMIZ’ başlıklı şiiridir. Mustafa CEYLAN ’ 16-NAZIM TÜRÜ:TUĞRA *********************************** 1-Aruz vezni veya Rübai’nin (ahreb-ahrem adı verilen) kalıplarıyla yazılır. 2-’Dörtlük’ tarzında olup, şair dilerse bu türün ’beşlik’ şeklinde de şiirini oluşturabilir. 3-En önemli özelliği KAFİYE yapısıdır. Kafiye hem mısraın ORTASINDA ve hem de SONUNDA olacaktır. Şu şekildedir: ....................(a) ....................(b) ....................(a) ....................(b) ..........................................Serbest ....................(a) ....................(b) TUĞRA ŞİİR TÜRÜNE ÖRNEK VERELİM. ’TUĞRA Şen türkü YELİNDEN perçemler lale toplar Ay düşse TELİNDEN can kaynar sine hoplar Bir güfte duyursak gönlün kendine oynar Her şarkı DİLİNDEN kansız bir kama saplar Osman Öcal Aruz vezni: Mef’ûlü / mefâ’îlün / mef’ûlü / fe’ûlün ’ 17-NAZIM TÜRÜ:ÜÇGÜL *********************************** 1-Adından da anlaşılacağı gibi bentleri ÜÇER MISRA’dan meydana gelen bir nazım türüdür. 2-İki önemli özelliği bulunmaktadır. Bunlardan birisi üçer mısradan oluşması diğeri de kafiye yapısıdır. Kafiyeler mısra ortasında ve sonunda yer almaktadır. 3-Kafiyelerin şematik yapısı şöyledir: 1) .............a............a .............a............a .............a............b 2) ............a.............b ............a.............b ............a.............C (Yahut da..............b..........C) 3) ...........a..............b ...........b..............c ...........c..............D 4) a............................b a............................b b............................C Örnekleri üstteki kafiye yapılarına göre daha da çoğaltmak mümkündür. 4-Genellikle, hece vezninin 7+7 kalıbı ile yazılmakla birlikte, şair dilerse aruz vezni ile de kaleme alabilir. Üçgül’ün aruzla yazılmış olanına ÜÇTUĞ adı verilir. BİR ŞİİRLE ÖRNEK VERELİM: ’BU SENE Senelerin ağlayan gözlerini sileyim, Kundağında, bileyim nazlı bebek mutlu mu? Yarından umutlu mu, yaprak yaprak şu takvim? Desin, söylesin bana, dipsiz göklerin dili: Yolcuların mendili ağıt yüklü mü gene? ! Zalim ise bu sene, dayanamaz şu kalbim.. Hastalıklar, savaşlar, kavgalar bitecek mi? Ocaklar tütecek mi sevgide ve barışta? Tank paleti bu kışta paslar tutsun ey Rabb’im! .. 02.01.2009 Mustafa Ceylan ’ 18-NAZIM TÜRÜ: YEDİVEREN ************************************** 1- Beyitlerle yazılan cinaslarla, nakışlanan bir nazım türüdür. 2-Şematik yapısı şöyledir: (a) ............................(b) (a-cinas) ....................(b-cinas) * (c) .............................(d) (c-cinas) ....................(d-cinas) * (e) .............................(f) (e-cinas) ....................(f-cinas) 3-Hece vezni ile yazılan ’yediveren’ i şair dilerse aruz vezni ile de(7+7, 6+5 veya başka ölçülerle) yazabilir, cinasların tam cinas veya cinas-ı gayr-ı tam (tam olmayan cinas) dan teşekkül edip etmemesi şairin tercihine kalmıştır. ’Yediveren’ nazım türünü GÜLCE’mize ve şiirimize kazandıran Ekrem YALBUZ Hocamıza teşekkür ederiz. YEDİVEREN ŞİİR TÜRÜNE ÖRNEK VERELİM: ’GİR/YAN İsrail’e kulsunuz, bu zulme sessizseniz İsrâ ile Aksa’ya, yürünür ses sizseniz. Seriverin ortaya yürekteki mangalı, Ser’i verin Allah’a beşer onar manga’lı. Sol yanımda ağrım var evlâdım asra kanar Sol, elimde al gülüm! Diken kanar el kanar. Ak sinedir tutuşur bitmez onda ah-u zar Aksinedir şu felek, yollar biter ah uzar… Mah; kumun hasretinde, açar mı selvi ra’na Mahkûmun ülkesinde, dolarmış sel virana. Hey! Beyim, ululanma sanma felek seninle Heybeyim ben garibe, Ey Firavun sen inle. Kimse sizin şahınız her biri bir gamzede Kimsesizin gül olur gözyaşları gamze’de. Susarsa cenkte yiğit Kevser yolun son ucu Susarsa ehl-i vicdan, zillettir tek sonucu. Ekrem YALBUZ’ 19-NAZIM TÜRÜ: ÖZGE ************************************** 1-Divan edebiyatımız da az kullanılan MÜTESSA ve MUAŞŞER nazım türlerine mısra sayısı itibariyle benzeyen, en az 9, en fazla 10’ar mısradan meydana gelen tek bir bentlik nazım türüdür. 2- Kafiye yapısı şematik olarak şöyledir: 1-...... a 2-...... b 3-...... a 4-...... b 5-...... b 6-...... a 7-...... b 8-...... b 9-...... a 10-.....b 2-Vezin, ölçü kısıtlaması yoktur. Şair dilerse hece veya aruz vezinlerinden dilediğini şiirinde kullanabilir. Önemli olan tek bent ve on mısralık yapısıdır. On mısralık bent yapısı sabit kalmak kaydı ile, bir şiir bütününde iki veya daha fazla bentlerde oluşturabilir. 3-Kafiyelerin dizilişini şair çaprazlama veya bir başka şekilde de yapabilir. 4-Hece ile yazılana ÖZGE, aruzla yazılana da ÖZGECAN denilir. Yeni nazım türü ÖZGE’yi şiirimize kazandıran Refika DOĞAN’a teşekkür ediyoruz. ÖZGE ŞİİR TÜRÜNE ÖRNEK VERELİM: Benimki Son Bir Hayal Hani son gelişinde yüreğine sardın ya.. Sandım bu candan sarış ebediyete kadar.. Diz çökerek önünde yalvarıp yakardım ya.. “Gitme bu gece de kal gitme yüreğim bahar Sevgi kurşunlarıyla gömelim kışları yâr..“ Sen vefasız hayırsız, sen de beni vurdun ya.. Dedim sana: “ son mevsim son sevişim son bahar.. Benim ki son bir hayal, sol yanım hâlâ kanar..“ Hani son gelişinde yüreğine sardın ya.. Sandım bu candan sarış ebediyete kadar.. GÜLCE EDEBİYAT AKIMI NAZIM TÜRÜ:ÖZGE *********************** 1-Divan edebiyatımız da az kullanılan MÜTESSA ve MUAŞŞER nazım türlerine mısra sayısı itibariyle benzeyen, en az 9, en fazla 10’ar mısradan meydana gelen tek bir bentlik nazım türüdür. 2- Kafiye yapısı şematik olarak şöyledir: -........ a -........ b -........ a -........ b -........ b -........ a -........ b -........ b -........ a -........ b 2-Vezin, ölçü kısıtlaması yoktur. Şair dilerse hece veya aruz vezinlerinden dilediğini şiirinde kullanabilir. Önemli olan tek bent ve on mısralık yapısıdır. On mısralık bent yapısı sabit kalmak kaydı ile, bir şiir bütününde iki veya daha fazla bentlerde oluşturabilir. 3-Kafiyelerin dizilişini şair çaprazlama veya bir başka şekilde de yapabilir. 4-Hece ile yazılana ÖZGE, aruzla yazılana da ÖZGECAN denilir. . BİR GÜLÜ BİR DE SENİ Bir seni bir de gülü dalında koklamayı... Kırağılı yaprağım bahar gibi ıpıslak... Kızıl dudağındaki gülleri koklamayı... Güller miydi, güllere dokunan ten mi ıslak? Sevgilim, ah sevgilim; dol geceme, gece ak! Özlemiyle doluyum, gül teni koklamayı... Ah, bahtsızlar bahtsızı bu gönül, sana tutsak! Çağırsan bir gel desen; gelmez miyim koşarak? Bir seni bir de gülü, dalında koklamayı... Kırağılı yaprağım bahar gibi ıpıslak... - II – Bir seni bir de gülü koynumda saklamayı... Her bahar bahar gibi yenilenip açarak... Gülüşünle yeşeren gülüşler saklamayı... Deste deste içimde, yine sana saçarak... Sevgilim, ah sevgilim! Kollarında uçarak Gül deseni mührünü bir ömür saklamayı... Nerdesin yâr, mestinle doldum, seni içerek... Bu bendeki kasırga, beni bende biçerek... Bir seni bir de gülü koynumda saklamayı... Her bahar bahar gibi yenilenip açarak... Refika Doğan’ ***Yeni Edebiyat akımı ’GÜLE’ nin oluşmasında emeği geçen, başta Mutafa CEYLAN olmak üzere bütün Ütatlarıma sonsuz teşekkür ederim. Aydın Suyak |