GAM DÜŞMÜŞ LOKMALARLA HEP AÇ KALIR KELEBEKLER//Kimsesiz bir ölüm avaz avaz bağırırken Kirpiklerimdeki mahşer sesleri öksüz cennetime yaslandı Dilimde ışıksız bir tipi tadı Diyetsiz çukurlarda arama artık beni// Mecalsiz kuyuların dibinde Ah! Eski sayfalarım Delilsiz cinayetimle zehirli bir geceye uyandı Lâl yüzüme ağlarken vakitsiz fısıltılar Kıyılarıma çakır keyif bizi yazıyorum Nefessiz hecelerimi tutuşturuyor Ah! Künyeme yazılmış bu bozuk sicil Bu nasıl bir seferdir? Bu nasıl bir emanet? Enkazıma küsen imkânsızlar doğdu yine gözlerime Omuzlarımda kırağı tutmuş makamsız bir iklim Korkuyorum Orada da hep gece mi? Çiğnedikçe kırgın kokulu kelimelerimi Kusuyor ağzımda Başka tenlerden kalma yarım bir eylül Lehçesi bozuk yerlerinden Karanlık damarlarıma akıyor anılarım //Ah! Hangi pencerenin kıyısında İhtiyar uzaklıklar göçmez ki…// Yastığımın üzerine düşmüş günahlarını solumaya yetmez Şakağımdaki lâl beyazları göremediğin sürgünüm //Desem ki Sözün bittiği desensiz umutlarım azapla can çekişirken Bedelli bir aşk sofrasında Gam düşmüş lokmalarla hep aç kalır kelebekler// Düşman gömülmek fark etmiyor artık Yağmur başlamadan gelecektin kesik yüzlü keşkelerinle Gelecektin… Kıblesi sen kokuyor diye Prangalarıma sürdüm yine dudaklarımı Siyah telaşların çözülmüş kokusunda öpüyorum şiirlerimi Duvağı kapanan vesikalarımla sevişiyorum Suretsiz zindanlarımda //B e n s u s t u m ! Çünkü fırtınam buz tutar artık Yaslı kefenimden sevdama sızan çatlaklarımla Sessiz sedasız bir matem k/anıyor Başka solukların nikâhını kıyma artık seherlerime K ı y m a ! S u s t u m…// YASEMİN CANAN... |