GÖNÜL SEVMEYİNCEZamanın birinde bir adam vardı, Varıp babasına şöyle yalvardı: Dedi ‘baba beni seversen eğer, Sen büyük abimi acele ever.’ Baba dedi ‘oğul hayın ne senin? Daha var vaktine büyük abinin.’ Baba hayrat ile baktı bu işe. Yüreğine düştü büyük endişe. Dedi ‘hemen varıp evermek lâzım, Küçüğüne sıra gelsin niyazım. Giyindi, kuşandı atladı ata, Yol aldı günlerce vardı Beyrut’a. Gördü ki güzeller çeşme başında, En büyüğü olur on beş yaşında. Geldi yanlarına dedi ki ‘yavrum! Bir su verin hele yandım kavruldum.’ Güzelin birisi bir tas su verir, Elinden geldikçe hürmet gösterir. Der ‘yavrum kızısın hangi sultanın? Biraz hızlı söyle duyayım adın.’ “Babam köy çobanı annem ihtiyar, Adımı sorarsan ismim Güldiyar.” Adam hemen atlar biner atına, Varır babasının yüce katına. O gece orada konuğu olur, Sabah olur olmaz gözden kaybolur. Oğluna sevgili bulundu diye, Müjde getirirler büyük abiye. Aydınlar bahçede masa kurarlar, “Kız güzel mi ?” diye sual sorarlar. Adam neşe ile söze koyulur, Kahkahası uzaklardan duyulur. Adam gelinini öyle över ki, Ballı ballı söyler tarifen der ki: “Kız dünya güzeli periler gibi, Cennet bahçesinde huriler gibi. Büyüler insanı endamı parlak, Boyu fidan gibi yüzü yuvarlak. Hele bakışları!..Kirpikler keman, Oğlumun aşkıyla vuruldum hemen. Dişleri sedeftir kaşları kalem, Emsali bulunmaz gezile âlem. ….İşte böyle!..”diyerekten anlatır, Nağmeli sözlerle ballar ballatır. Delikanlı yüreğinden dağlanır, Güzeli görmeden kalbi bağlanır. Aydının birisi der ki: “Bey amca! Oğlan kızı görsün yeridir bence.” Baba: “Gerek yoktur ne kızı!” der, Öyle bir güzeli kim olsa sever. Sekiz on meydanda düğün kurulur, On beş yirmi yerde zurna vurulur. Koyunlar kesilir, kazanlar kaynar; Coşar delikanlı yiğitler oynar. Düğünler dernekler sona erince, Oğlan kızı görür gerdek verince. Kızı gören oğlan düşer bayılır, Ertesi sabaha bir hâl ayılır. Gayri bundan büyük cahillik olmaz, Oğlan derde düşer ebedî gülmez. Yazmakla bitmez dert satır satır, Delikanlı, kızı şöyle anlatır: Derki: “Saçı yoluk, benzer tazıya; Ben onu benzettim felli cazıya. Bu çirkin mahlûkla yuva kuramam, Böyle bir hayatta bir gün duramam. Babam yaktı beni yandırdı beni, Ballı sözler edip kandırdı beni. Göz yaşlarım pınar oldu çağlıyor, Ben susayım desem kalbim ağlıyor.” Bunlar hayat boyu rezil oldular, Sevindi düşmanlar sefa buldular. Gel gelelim küçük kardeş bana bak: Dikkat et kendine olma dangalak! Sen kendi eşini kendin seçesin, Bin kez ölçmelisin bin kez biçesin. Güzel çirkin olsun önemli değil, Sen seç sevgilini sevince sevil. Cevat bu satırlar ders olsa gerek, Hakkında hayırlı Hak’tan diyerek. Boşaltsan olmuyor doldursan olmaz, Gönül sevmeyince güzellik olmaz… |