NAMUR'LU GELİN
[ NAMUR’LU GELİN
Kapımıza dayandı siyah bir cip. Polat’ın cipten daha da şahane. İndi damat adayı, züppe bir tip. Giyim kuşam tam veledi zamane. Oğlanın dört başı mamur dediler. Mesleği bankada memur dediler. Kaldıkları şehir Namur dediler. Annem dedi ki a kızım daha ne. Nişan, düğün, vize sığdı bir aya. Nihayet bende geldim Belçika’ya. Beklerken cipi, bindik bir takaya. Ev dediği yer yüz yıllık virane. Her şey fosmuş, acep doğru neyimiz. Deve gibi eğriymiş her şeyimiz. Memur mu? aylardır boşmuş beyimiz. Küresel krizmiş, hazır bahane. Önce gavur sevdiği varmış meğer. Gayri müslimle evlenirsen eğer. Mirası unut demiş kayın peder. Aman Allah, gel de olma divane. Oğlanda olmayan halt yok dediler. Kızım; bunu sen yola sok dediler. Hem eş ol hem psikolog dediler. Dedim elin delisinden banane. Oğlumuza bak, arkanda dururuz. Hatta sana göz kulak da oluruz. Hem parayla hakkını doldururuz. Öğrendim buymuş burdaki anane. Avrupa’sı batsın gel de ağlama. Gayem yarını almaktı sağlama. Eller çalarken,keman,ud,bağlama. Benim çaldığımsa kabak kemane. HAKİKİ KABAKÇI NAMUR: BELÇİKA’DA BİR ŞEHİR |
Güzel dile getirmşsiniz.
Kutluyorum.
Saygı ve sevgilerimle.