SANA GELDİM
Yunus’un diyarına göç etmiş bir gurbet çocuğuyum,
Sakarya’nın soğuk sularında öğrendim yüzmeyi, Porsuk’un kıyısında zifiri karanlıklarla boğuştum, Haymana’nın serinliğini çektim içime, Mevlana’nın dilinden sevgiler getirdim kalbine. Kendimi trene atıp Toros dağlarını aştım, Kalbimi Akdeniz’in berrak sularına bıraktım Gediz ovasında menderes gibi kıvrandım, Marmara denizinin dibini boyladım, Sana Ege’nin melteminden serinlikler yolladım. İstanbul’da boğazın iki yakasını birleştirdim, Zonguldak’ta kömüre renk verdim, Köroğlu dağlarını geçip Karadeniz’in kucağına eriştim. Trabzon’da Sümela manastırının uçurumunda bıraktım bir parça yüreğimi. Çarşamba’da sel oldum,aktım senin gözlerinden, Kop geçidini geçip Palandöken’in soğuğuna teslim ettim kendimi, Van gölünün soğuk sularına bıraktım bir parça yüreğimi. Malatya’da bir kayısı ağacıydın,gölgende dinlenmeye geldim, Nemrut’taki güneşin o güzelim doğuşunu ayaklarına getirmeye geldim. Halfeti’de bir fıstık tanesinde buldum seni, Atatürk barajının hırçın dalgalarına bıraktım kendimi, Gavur dağlarını delip yüreğine sevgi tohumları ekmeye geldim, Gözyaşımı Fırat yapıp yüreğindeki o tohumları yeşertmeye geldim. Urfa’da Samyeli idim,içindeki buzları eritmeye geldim. Ve en son Balıklıgöl’de buldum senin gözlerini. Ben seni Balıklıgöl’deki balığın kalbinde gördüm, Ben seni Urfa’nın kalbinde sevdim, Urfa’nın güzelliklerini kalbinde keşfettim. |
benim fikrim
uzunlu kısalı mısralarla ( daha kısa ) şiiri biraz hareketlendirmen...bir de birim kullanman...tabi bu benim fikrim...Şiire giden yol uzun ve meşakkatlidir.Bu yolda çile çektikçe , ayağını taşalara vurdukça ustalaşırsın...iyi günler diliyorum...