Hangi zamanda kayboldum, umudu ne yaptım!Geçmiş yılları bir bir hüzün ve sürurla araladım Bazen içinden çıkamadım, bazen fevkalade hayıflandım, ibretim için sakladım Ne kadar ah-u figanım varsa, sinemde ukdeleşen sancılar her an palazlansa andım Her karede bir geçmiş umudu aradım, zaman zaman heyecanlandım, nasılsa ağladım Duman ismini koyduğumuz bir kedimiz vardı Ne kadar vefakârdı, günlerce kısmeti için arandı, hiçbir vakit, bizleri utandırmadı Ne verdiysek kanaat etti, sabırla yol almayı marifet addetti, derin sıcaklığı sarardı Ne zaman çağırsam, hiç zorlanmadan koşardı, neden karşılığı beklemeden aşinaydı En yakınlarımı düşünüyorum gülümseyerek Rekabeti iliklerimize kadar terennüm ederek, koşulsuz bir yarış olduğunu bilerek Kimi zaman hüzünlenerek, kimi vakit tebessüm ederek, kahkaha aratmayı düşünerek Yanan sobada patates közleyerek, muhabbetle çay içmeyi bekleyerek, heves derlerdik Pencere kenarından sokağı seyretmeyi isterdik Gelen geçenin keyfiyete iştirak ederek, manalar tanzim etmeyi isterdik, gülerdik Sanki uzak bir diyardan gelen ezan sesi ruhumuzu ihata ederdi, neleri hissederdik O an ve akan zamanda her nedense hüzünlenirdik, çok yakınımızdaydı bilemezdik Merak etmeyi ve fakat nizamıyla nefeslenmeyi beceremezdik Ne verirlerse ve hatta ne söylerlerse itibar ederdik, neden yalan söylesin ki derdik Aldatılmayı ve kandırılmayı hiç içimize sindiremezdik, derin bir düşünceyle seyrederdik Ne zaman nedenleri sual etmeyi ve tahkikin vecdiyle nefeslenmeyi akdettim, o an emindim Kimseyi suçlamadan, nefsi yelpazeyi tanımadan Akıl ve idrak nimetine vakıf olmadan, aşkın, kalbin sahibi için olacağına inanmadan Sevmenin bir bedelini beklemeden, ne derlere asla itibar etmeden, vuslatı ruhumda görmeden Kalbimi ve tevdi edilen emanet-i ihsanı sahibin rızasını ikmali için telakki ederek göçmeden Şerefi ve sıfatı hesabın içinde ki koltuktan bilmeden Mazlum ve mağdur nefesleri en yakınımda görmeden, mezarı manzara niyetiyle seyretmeden Ölüm için, dilenen ve bekleyen mizan kimin, nefsanî telakkilerle zulmetmek nasıl bir seçim bilmeden İnsan olmanın, adamlık konusunda sıkıntı duymadan, kul olabilmek için ihlâsı aşkla tanımadan göçmek Mustafa CİLASUN |