namesiz seyahatler........
yollumuz düştü paris’e
parazit olduğum zamanlardı elim dardı bir de serde sosyalistlik vardı havadan kazanan da kalındı hani,ne koparırsan misali bu devr-i alemi getirecektik beleşe... yerleşildi eyfel’in oralarda bir yerdi diyorum; başlayalım büyük ihtilâlden tünellerden derinden vazgeçmem diyor şanzelize’den oturduk burgonya’dan doğanın kenarına bir bara ne kadar da olsam araştırmacı o harcamacı ağırlık onda... duble kahvelerden sonra atıştırıldı ondan bundan başlanıldı cinzano’dan... oturmuşlar ahular karşımıza sereserpe cömertçe uygarlığı tek renk sanırdım yanıldığımı anladım... oğlum; belli etmeyelim osmanoğlu olduğumuzu aniden gıdım gıdım git kan kırmızıyı dipleme birden... rulet masasındaymış gibi pas geçtik onları beklesin bizi paris akşamları... geldiğimizde nam-ı diyar mekâna bir kaç antik dükkân fi tarihli direkte lamba bastık,ütü görmemiş küfürleri yatmaya karakolu seçtik ve uydurma masallardan rüzğâr gibi geçtik... ..........................................................................Kasım |
Güzel ve anlamlı dizeleri saygıyla kutladım