SelmanSelman .. Hani bir hüzün öyküsü anlatırsın, dinlersin, yaşarsın ya işte o öykü’nün mecburiyeti. Selman .. Hani bunalırsın ya, hayat kararır gözlerinde, her şeye karamsar bakarsın ya işte sen ama’sındır o zaman, asıl karanlığı bilen. Selman .. Hani yeri gelir günaydın dersin ya, tünaydın ya da iyi günler dersin ya, hava karardı mı iyi akşam dersin ya, işte o’na her zaman akşam, o her zaman iyi akşamlar der. Bilmez sabah’ı, gün’ü, aydınlığı. Bilmez. Selman .. Hani isyan edersin ya, çöküntüye uğrar, bezersin yaşamaktan ve sebeplerin vardır ya işte o bunlara aldırmaz, elleriyle tutar hayatı, elleriyle yaşar, hisseder, görür. Selman .. O her zaman bu hayatta nokta olmuştur. Hiçbir zaman ne virgül, ne ünlem, ne soru işareti, ne de tırnak işareti her zaman nokta olmuştur. Bizim bittiğimiz. Oysa, hiç bitmeyecek. Nokta. Selman .. Hani yürürsün ya Beyoğlu da, Eminönü de, Kadıköy de, Üsküdar da, Balat da bir ara dalarsın manzaraya yada bir eve, binaya, dükkana, güzel bir kıza kayar ya gözün tam o sıra aksiliktir ya ayağın takılır başlarsın siteme “ hay aksi ” diye işte orda başlar mevzu “ O ” hiçbir zaman bir yere baka kalmaz ama her zaman ayağı takılır bir yerlere, sükunetle karşılar bunu alışmıştır artık düşe kalka yürümeye, alışmıştır. Selman .. Hani bir kitaba takılır kalırsın ya, alamazsın kendini, saatler geçer gözlerin ağrır okumaktan, dur dersin biraz uzanayım, dinlendireyim gözlerimi dersin ya hani işte o demez, inatla parmaklarını dolaştırır kabartmalı kitabının üzerinde, gören gözleri olan parmaklarıyla kendini bam başka yaşamlara atar. Koşar deliler gibi İstanbul’un ana caddelerinde, ara sokaklarında, takılmadan, sendelemeden. İstediği zaman mutfağa gider, istediği yemeği, istediği gibi yer, üstüne başına bulaştırır sonra kendi yıkar ellerini, yüzünü. Geçer aynaya saatlerce bakar kendine belki saçlarını tarar. Gören gözleri olan parmakları yorulsa da bırakmaz elinden kitabını çünkü o’dur onun hayatı. Selman .. Sözün bittiği yer. Selman .. Noktanın olduğu yer. Selman .. Noktanın ta kendisidir. Selman … Selman … Selman … Mustafa YADİGAR |
şiir değil ama şiirsel
noktanın olduğu yerde olmak ne güzel
saygıyla