Cennet CehennemNe yazayım şu bomboş beyaz sayfaya.. Kalem vuruşlarımla mı boyansın şu koca dünya.. Haritaları ben çizdim sınırları ben.. Dağların iniş çıkışlarında zorlandın en çok sen.. Bazen aktın mısralarıma bir nehir gibi.. Coştun kimi zaman durduramadı yalçın kayalar seni.. Çarptın kırıldın parçalandın.. Ama yok olmadın.. Adına iklimler oluşturdum.. Seni büyüttüm çorak aşk topraklarında.. Hayat suyun oldu iki damla gözyaşım.. Ya da bir tokatım.. Rüzgarın oldu.. Esip serinlik veren.. Gözlerim elaydı sevgili.. En sevdiğin renkti.. Gökkuşağına kaldırıp başımı bakarken yukarı.. Ben yansıtırdım ya.. Hani derdin gökkuşağı senden alıyor renklerini diye.. Gökkuşağı yok artık sevgili.. Yağmıyor yağmur artık çorak aşk arazilerine.. Aşıklar toplanmıyor mahşer misali o yerde.. Zebanilerin ayak sesleri oldu.. Kalplerin hızlı vuruşları.. Buseler zamk oldu konuşturamaz artık dilleri.. Gül yerine diken verir oldu sevgili.. Güneş ısıtmaz oldu bedenimi.. Yaktı kavurdu seni anmadıkca tatmadıkça.. Her zerremi.. Ne olacak ey sevgili.. Cehenneme dönüştü aşk sanki.. Yok benim atlasımda cehennemin krokisi.. Cehennem bir damla gözyaşımla söner mi.. İklimler bahara döner hep.. Sonbahara.. Son kez yanmak istersen eğer.. Yırt atlasını pusulan ben olayım.. Gel yanıma.. Ben ne şeytan ne zebaniyim.. Dudaklarım ne zamk ne de diken elimdeki.. Sen sevdikçe beni.. Dudaklarım hep bal şerbeti cennetteki gibi.. Ellerimdeki güller cennet bahçesindeki.. Yüreğim sana cennetten bir köşk.. Tam istediğin gibi.. |