Seninle uzun bir yolculukta
mola sırasında oturduğun
iskemle’de anlık bakışın
her şeyin güzelliğini düşünürken
zamanın kısalığıyla kaygısız düşlerin
kırtlama’çayını içmek kadar
yaşanmamış sevmelerim kadar
sevdim desem yalan değildi

seyir halinde uzun zaman dilimin
her vakit düşlerimin avuttuğu
içimizi saran kabusları bırakarak
en yalın en temiz
uçurumlu güzel düşlerin
en derinindeki hisler kadar
sevebilme cesatini sevdim

sevmek yürekse emekse
görmedikleri değil ...
yapılanı yapacaklarını
emekle yapılan mutluluksa
paylaşabilmeni sevdim

şiir yazma cesaretin yoksada
gördüğü o coğrafyada
yaşamışlıkların izlerinden kalan
şiir okuyuşunu mirıldayan türkülerini
yazılan şiirlerin öykülerinin
anlamışlığını sevdim

diyar diyar savrulan insanın
şarkı değil türküsünü söylemek
karanlığa meydan okuyanların
türküsünü okuyorsan
tütüyorsa her nefeste
türküyü söyleme cesaretini sevdim..

istemeyerekte olsa
yapılan yalnışın tavrını sevdim

ülkemin özgürlük kokan
çiçeklerini görmeden
ruhunda tütüyorsa
içinde yaşatılmasını sevdim

seveceksen ölümüne.....
savaşacaksan bütün bedeninle ...
nefret edeceksen kin kusarca...
yaşayacaksan dolu güzellikleri
zor olanı başarabilmişliğini
büyük mutluluklara erişmeni sevdim

Nesimi’yi diri diri yüzdüren
hamile kadınları süngülüyen
insanları sefalete sürükleyen
desbotların varlığına
isyan eden asiliğini sevdim...

davan ağır davan büyükse
nur içinde yatışını...
yalnız tek başına da kalsan
gözlerin arkada kalmayışını sevdim

senin azmini direncini sevdim
heykellerin dikiliyse düştüğün toprakta
yoluna ışık rehber meşaleyse
pirliğini sevdim

bütün kirlenmişliğe karşı duruşun asiliğini
geleceğin teminatı hak adelet olduğu
bir ekmeğin paylaşılması inancını
bütün desbot beyinlerin varlığından
’sefer değil zafer olur’ demeni sevdim

yokluğunda var olma uğruna
ölümüne sevme cesaretini sevdim

14.11.2010 - Karataş
*Mustafa GÖZETLİK*
-Canonur