Aşk İle Hasbihâl
Ey Aşk!
Şenliğine davet et, kalksın üstümden örtü Bu divane senin hep nemrut yüzünü gördü. Gözünde, gönlünde hiç olamadım muteber Yüreğime köz koydun, kucağımaysa makber Zülüfe boyun verdim, elaya yürek yaktım Bir göz ucu selâma aldanıp düşe yattım Kaç fecir gözüm yumdum; bitmesin düş-ün sihri Bitti; sen, güneşle bir akıttığında zehri Kaçtım, sindim nafile, yalanlarına kandım Ölümü üfledin de yaşam iksiri sandım Sevin Aşk! Sevin! Bir gün bitecek; muğber, mecruh nefesim Olmadan gözde serap, ne dudakta tebessüm Bu kadar eza, cefa insana çok değil mi? Yoksa derdin aşk değil can almaya meyil mi? Söyle Aşk! Söyle! Kalkar mı bir gün üstümden kara gölgen? Başımdan döksem kurşun, boynuma assam cevşen? Saçılan rahmetinden dokunmaz mı hiç biri? Benim kalp mi mühürlü, yoksa gök mü kilitli? Oysa bütün isteğim gerçek seni bulayım Maşukuma erip de haşır neşir olayım Kör kuyulara düşsem bir Yusuf olur muyum? Benim için aşk çeken Züleyha bulur muyum? Kömür gözlü, ay yüzlü ahular mı yok oldu? Baht dediğin şey yoksa ta… kalemde mi soldu? Kur Aşk! Kur! fukara gönlüme o muhabbet sofrandan Sakiler mey saçtıkça, can bulsun bu gariban Terennüm eylesin dil, saçılsın kirpikten ışık Şahlanıp bin şevk ile sema ya dursun aşık Ne hüzün ne gam kalsın ne hüsran, ne de firak Ufku vuslata açık bir odla içimi yak Ruhumu sar, okşa ki müşfik seni bileyim Bana Leylâ’yı uzat “Nemrut “adın sileyim Bulayım Leyla’yı da geçem Leylâ’dan öte Varsın o an yansın kalp, yansın tamudan öte Durma kır! İnadının, kibrinin zincirini Vakit kapanmadan ver sabrımın ecirini Olurum sana köle, hatta ahiretde de Cezan cehennem ise ben çekerim dert etme Haydi Aşk! Ver Leylâ’ mı… |
çok güzel şiir okudum.