GÜZEL İZMİR
Dün tüm günümü Kordon Boyuna ayırdım.
Kordon Boyu, izmirin simgelerinden. Alsancak Limanından Pasaporta doğru yürüdüm: Yol boyunca:Nergis çiçeği satanlar, fala bakanlar, Çekirdek satanlar,köpeklerini gezdirenler, Çöpler arasında ekmek arayanlar, Sahilde oturan çiftler,fotoğraf çekenler,çektirenler, midye satanlar ve midye yiyenler,özürlü çoçuğunu yürütmeye çalışan anne ve babalar... Sahilde balık avlayanlar,tüfekle balon patlatanlar, Elektrikli bisikletle çay,kahve.neskafe satanlar.. Yol boyunca lüks lokantalar,son model arabalar.. Her şey çok güzel,ancak deniz ,insanlar tarafından çöplüğe çevrilmiş. Zaman zaman denizin temiz yerlerinden baktığımda , sürüler halinde küçücük balıkları görüyorum. Yine babalara bağlanmış gemiler,özel yatlar,vapurlar karşınızda selam duruyor..... Pasaportta çay içmek,denizi seyretmek ,bir güzelliktir. Ben de öyle yapıyorum:çay söyleyip,martıları,denizi izlemeye başlıyorum. Elimde,Orhan Veli’nin Bütün Şiirleri kitabı var.İkinci çayı, söylediğimde 242 sayfalık kitabın bittiğini görüyorum. Yine sahilde yürürken,insanların çoğalmaya başladığını, Mısır satanların,keman çalıp dilenenlerin yerini Konak Piere gidenlerinaldığını görünce, ben de aynı yere yöneliyorum. Her Konak’a gidişimde Konak Piere uğrarım:girişte bulunan BMV aracının özelliklerini öğrenir,alacak gibi fiyatını sorar ve biraz ilerdekiRemzi Kitabevi’ne geçerim. Remzi Kitabevinden Atilla İlhan’ının ben sana mecburum adlı eseri ile Nazım Hikmet’in Kendi Sesinden Şiirler’i alıyorum ve oradan ayrılıyorum.. Doğruca,Hisarönü’ne.Sıra fincanda pişen kahveden içmek. Bir duyuru dikkatimi çekti:kahve de,fal da bizden.Ben de tamam deyip kahveden sonra fala baktırdım.Falda sadece umut ve sabır çıktı.Onlar da bildiğimiz şeyler.. Derler ya:fala inanma,falsız da kalma.. N e dersiniz umut dünyası... Akşam oldu, İzmiri doya doya yaşadıktan sonra ;sevinçle,huzurla eve dönüyorum. Nede olsa İzmirli olmak,İzmir’de yaşamak bir ayrıcalıktır.... |