AFRİKA MENEKŞESİ
Kadın uyanmış sabah.
Bir bakmış ki, balkonda her zaman, görünmesin diye, çarşafların arkasına asılan, cümle don, atlet, külot en ön sırada. İç çamaşırı örgütünün, gizli faaliyetlerini, aşağı komşu, çoraplara anlatmakta. Dörtyoldaki trafik lambaları, Kırmızıda durunca içki arabaları, sarı ile yeşil , aşırmış koli koli rakıları. Devlete millete hizmet bir yere kadar deyip, çekmişler kafaları. Durumu idare etmiş , kıçlarından yeşil kırmızı yakacak kadar mutasyona uğrayan ateşböcekleri. Sabah olunca, yeşil bağırmış yayalara: Geçin geçin durmayın. Kırmızı ayılamamış hala, ne yanar ne söner. Sarının eli yeşilin omuzunda: Bu devletin derin adamı , bu içirdi bizi, bütün suç bunda. Sokağa terkedilen, mamakolik iki kaniş, çöpe atılan kemikleri bulmuş ama, peçetesiz yiyemeyiz demiş biri, koku siner vücudummuza Açlıktan yanınca ciğerleri boşvermişler peçeteyi. Dili ilk defa, toprağa bulanmış kemiği yalayınca, tadını almışlar özgürlüğün, düşünmüşler kendi kendine: Hakiki it oluyoruz zannımca. Altı ay hırlama dersi almışlar, pisi pisiden, kovmak için nevaleye dadanan uzun kuyruklu fareyi. Yıllar önce, kumlu sevgilisini katledip, denizi beyaz köpüklerinden öpen piç kılıklı beton yol, sonunda çökmüş biraz, Tutabilmiş sevgilisinin kumlu elini, Bir sonraki inşaat ihalesine kadar, beyaz köpüklü deniz. Geçen gece üç beş büyük dalga ile kovmuş insanları kıyıdan. sevişmişler bütün gece , ne saadet bir bilseniz. Pencerenin önündeki, Afrika menekşesi, Belgesel kuşağında siyah efendilerini, kelebeklerin öptüğü hemcinslerini, izleyince dev ekranda, boynunu büküp, köklerini boğup, ölmüş bir anda. Aspirin kar etmemiş Bütün bunları, parkenin üzerindeki çamur lekesi, Ayşe Teyze’nin cırt yapmayan çamaşır suyuna anlatmış, Amonyak cehennemine düşmeden evvel, pencereden gökyüzünü, biraz daha seyretmek için. |
TEBRİKLER
SIRADIŞI ...