pencerimin camından karlı dağa/nasihatyardan bana ne oyalı mendil ne kınalı kuzu kalmadı artık buranın tadı tuzu bırak bu işleri artık ve sana yazık aldatılmışsın hep ve ağlamışsın kaç kez ve kaç yıl sensiz de buralar güzel ve özel otobüs duraklarında beklemeler bakışıp da sevmeler ölümüne dövüşmeler evet artık çok geç ve sen kendi kaderini kendin seç milyoner bir koca veya fakir bir genç ya da samanlık seyranlık ve bekarlık sultanlık yorulduysan dinlen ama pes etme geç kalmış değilsin mutluluk çok yakın sana ölüm de o kadar hem burayı hem de orayı düşün ve ne yaparsan yap ama sen yine de düşün gittiğin yerler hep döneceğin yer olsun özlem götür her yere her otobüse binişinde arkandan el sallayanın olsun her hasta oluşunda seni ziyaret eden eşin dostun olsun ve tek bir söz "geçmiş olsun" kaçırdığın her tren beklemeyi sevmen olsun o hep konuşsun sense hep dinle "söz gümüşse sükut altındır" aklında hep bu bulunsun arkandan ağlayan ya anan ya da yar olsun kalemin hep yazsın ve yüreğin her zaman kanasın cebinden bereket yüreğinden merhamet eksik olmasın ve suçluysan eğer en ağır ceza verilsin ve bunu kimseler bilmesin bi de sen varsın bi de beni böyle her gün yakarsın... |
kendin seç
milyoner bir koca
veya fakir bir genç
çok güzel çok ama çok güzel...