AĞABEYŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Ağabeyim 1990 yılında yakalandığı yemek borusu kanserinden kurtulamayarak aynı yıl 35 yaşındayken genç yaşta vefat etti. Acısı bugün bile içimizde tazeliğini korumaktadır. Abim 90 kilo civarında pehlivan yapılıydı. Hatta bir düğünde başpehlivanlık güreşinde karşısındaki rakibi abimin cüssesini görünce korkup güreşten çekilmiş ve abim güreşmeden başpehlivanlığı almıştı. Bu olay günlerce konuşulmuştu. Ne yapalım takdiri ilahiye karşı gelinmiyor. Hepimiz birgün gerçek yaşama döneceğiz. "İnna lillahi ve inna ileyhi raciun" Allah C.C. rahmet eylesin mekanı cennet olsun.
AĞABEY
Ağabey sen bu diyardan gittin gideli, Viran oldu hanemiz, yerin bomboş. Çok severdin mavi renkli her şeyi, Soldu mavilikler, hayaller bomboş. Unuturuz sandık, ama nafile, Yıllardır özlemin giderek arttı. Annem, babam her gün yollara baktı. Beklenen yollar, ufuklar bomboş. Ne içki ne sigara hiç kullanmazdın, Kokusunu dahi sevmez uzak dururdun, Bu kadar acele gitmeye neyidi derdin, Sen gittin ya ağabey hanemiz bomboş. Aklıma gelince zor yutkunurum, İki damla düşer yere göz yaşım, Boşluğa kitlenir boş bakışlarım, Gözlerde yaş kalmadı, pınarlar bomboş. Çok yiğittin, sana iş dayanmazdı, Pehlivanlar karşına çıkamazlardı, Gören maşallah der yine bakardı, Şimdi düğünler, meydanlar bomboş. Ne diyelim, Mevlam vermiş kararı, Ağlayıp sızlanmanın var mı yararı, Okurum ruhuna duaları, fatihaları, Mekanın cennet olsun canım ağabey. Hüseyin Bacanak |