Yalnızlık Önce Kendini SararKarşı konulamaz bir sıkıntı sarıyor gövdemi Menfaati soyunuyor dostluktan bihaber insanlar Düşünüşlerinin ayazında sığınacak duvar arıyor Dargın bir yol ayrımındalar, üşüyor yürekleri Yoksul sızıların sermayesiz tuşlarında yol bitti Sevinçler ektik evrene, karabasanlar çöreklendi Yalnızlık çektik kuyulardan, sularımız da kirlendi Çevresiz sınırların karanlığında mürekkep tükendi. Alevle sevişir her gece rüzgâr, tükenir lambada ar Aşkın evliya kanatlarında söner ışıklar, yırtılır zar Her çocuk karanlıktan korkar, düşleri de vururlar Hicranlı elim sende oyunudur hayat, bitince coşkular. Çok şey tükenir kalpte, yalnızlık önce kendini sarar Sahranın ücra hapishanelerine güneş erken doğar Yıpranmış gönüllerin derinliğinde hava suyu boğar Üşür dudağımızda gülüşler, her çığlık aynasını arar. Işığa muhtaç tırtıl yırtar zarı, tanır hayatın kimyasını Her rest kendini bıçaklar, meçhulde ararken belasını Gecenin damarına sokulur vefa, ihanetle sıvar yapısını Toz rüzgâra direnir, yaşamla çivileriz aşkın çatısını. selahattin YETGİN |
Sahranın ücra hapishanelerine güneş erken doğar
Yıpranmış gönüllerin derinliğinde hava suyu boğar
Üşür dudağımızda gülüşler, her çığlık aynasını arar.
Hayal kırıklığı ve hüzün güzel işlenmiş şiirde, tebriklerimle
selamlar