Evinin penceresinden seyrettiğin ağaç Belki bir el atımlık uzaklıktadır Ancak aklında kimbilir kaçıncı bahar... Köklerinde kimbilir kaçıncı aşk vardır... Yanan yüreği acep güneşten midir? Yoksa karın soğukluğundan mıdır gözleri? Evet,sen bilmesende,biz bilmesekte Yaşadığı dünyadaki gurbete inat Acaba hangi çığlığı resmeylemekte?
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Acı Bedenden Bir Parçadır... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Acı Bedenden Bir Parçadır... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Sıra sıra dağlar gibi dalgalar Yüreğimden geçer katar katar mavnalar Bir dünya ki içinde kaybolmuşum Kıblem, yörüngem nere diye dolanmış ağlamışım.
Gönül bu her zaman hoyrat Gem vurup isteklerini eğitmek sanat Çağlayan bir ırmak bu Sularında hayat Haydi irade ve hikmetle gerçek insanlığı anlat.
Hz Davut gönlünden geçen onca şeyi Dizginlemek erdemine ermişti Doksan dokuz varken elinde Gözlerine bir başka güzele çevirmişti.
Hayır bil artık kardeşim Sen hamdlerin en çoğunu yapmak gerekirken Daha bir o kadarına daha meyil edersin. Bırak azgınlığı, gördüğün hayat sonsuz değil Ahlakını temizle yücelt; Bu hayat ahiret yurdunun tarlasıdır elbet.
Melik Haker tarafından 2/1/2011 10:39:43 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bu yadığım yorum sizin şirinize birebir bir yorum olmasa da benim sizin şiirinize yorumum. Düşündüğüm o an aklıma gelenler. Ne anlatmaya çalıştım derseniz, dünyevileşmek insanın en büyük günahı. İnsan asıl amacı olan Allah'a kulluğu bırakıp yaratılmışlara kulluk yaparsa işte o zaman dünyevileşir. İnsan insan yapan Allah'a itaati, Allah'a ibadetidir. Bu dünya ahiretin tarlası bu dünyaya ne ekersen yarın onu biçersin ahirette.
Kur'an geçen Davut kıssası vardır. Çeşitli surelerde anlatılır. Bunlar ayrı ayır surelerdir. Hangisinde geçiyordu ama şöyle bir olay anlatılır Hz Davut'a gelen iki kişi birbirlerinden davacı olduklarını söylerler. Bunlar iki kardeştir birinin doksan dokuz koyunu öbürünün bir tane koyunu vardır. Doksan dokuz koyunu olan bir tane koyunu olana hileyle ya da normal yollarla bir taneyide kendine almışıtır. Hz Davut bu konuda hepsini alanın haksız olduğunu ila ki gücün yetse dahi bir taneye göz dikmek adaletli olmayacağın söyler. Bu kişiler çıkınca Hz Davut bunlar Allah tarafından kendisine gönderilen birer misal oluduğunu anlar. Çünkü olayın arka perdesinde diğer kaynaklardan anlatılan bir olay vardır. Buna göre Hz Davut yakınlarında güzel bir hanıma gönlünü vermiştir. Bunu sadece kalbineden geçirmiş. Benim olsa demiştir. Gel zaman git zaman bu kadının koca askerdik bir savaşa gider ve geri dönmez. Hz Davut bu kadını kendine eş alır. Bu iki kişi bu olaydan sonra gelmişlerdir. Hz Davut'un hatası kalbinden dahi böyle bir şeyi geçirmiş olmasıdır. Daha sonra meşru olarak evlenmiştir ama öncesiden kadının koca varken böyle bir şeyi kalbinden geçirmesi bir peygambere yakışmayan bir şey olduğu dolaylı yollarla anlatılmıştır. Benim yorumun üçüncü kıtası bu Hz Davut kıssasına bir atıftır. Kur'an bir derya, yaşayan bir canlı gibi insan ona gönlünü açtıkça açılıyor. Mustafa İslamoğlu'nun tefsiri tavsiye ederim.
bilen biri var. güzeldi.
yüreğinize sağlık.