Pişman
Sevda denilen bir derin kuyu
Bir düşen pişman bir de düşmeyen Bazen bal gibi tatlıdır suyu Bir içen pişman bir de içmeyen İnip çıkılan yolları uzun Hükmü olamaz çalınan sazın Sofraya konan tavukla kazın Bir yiyen pişman bir de yemeyen Dünya dediğim sanki de hayal Başımda yaşım, hayatım bir yel Çağırır meçhul beklemeden gel Bir giden pişman bir de gitmeyen Elimden uzak bir defa doğmak Goncanın işi bir defa açmak Mümkün mü dostlar ölümden kaçmak Bir gelen pişman bir de gelmeyen Cahilsin demen sevdadan yana Bulduğum kayıp her defasında Neşe şairin hep rüyasında Bir giren pişman bir de girmeyen Aşklar yarımdır sevdalar dertli Henüz doğmamış bebek pusetli Bir kılıf var ki kemik ve etli Bir sorann pişman bir de sormayan Derler ki sevmek uzatır ömrü Gurbetteyse yar zulm olur dünü Hasretle geçer her yeni günü Bir seven pişman bir de sevmeyen Turgut’um acır söylenen sözüm Her gece ağlar sebepsiz gözüm Uzakta yârim buruşur yüzüm Bir gören pişman bir de görmeyen |
Bir gören pişman bir de görmeyen
Şair ne güzel ifade etmiş özlemini,.. buruşur yüzler elbet hasret ve özlemden, sevmek çok uzatır ömrü bunu da eklemek gerek...
İçtendi mısralar...
Saygımla...