Bilmem Ateş Düştü mü Yanaklarına
Ben özlemden bahsederken, sen olmadık şeyler diyorsun,
Ben sesini duymadan duramazken, sen çekip gidiyorsun, Bir kere düşmüşüsün yüreğime, hangi gözünle seviyorsun, Elimi uzatsam, bilmem değer mi saçlarına? İçindekilere yenilmişsin, geçmişin seni sen olmaktan çıkarmış, Dert durdukça yürekte, hisleri yok eder, insanı baştan yıkarmış, Hangi gönül, kendisine damardan sevdalı kör âşıktan bıkarmış, Bir selam göndersem, bilmem konar mı avuçlarına? Sen bir okyanus, ben içinde kum tanesi, söze gerek var mı? Yüreğim huzur tarlan olsa bahtında, bilmem geniş mi, dar mı? Mevsimin yazını yaşarken bedenim, saçlarıma düşen kar mı? Biraz yanımda kalsan, bilmem senin de ak düşer mi kaşlarına? Kelimeler kifayetsiz kaldı, gücüm yetmez gayri aşk yolunda esmeye, Fazla söze ne gerek, dilim mahkûm oldu zaten burada kesmeye, Gönül dayanmaz lakin konuşursam götürürler asmaya, Acı çığlıklarım bilmem geldi mi kulaklarına, Yeşile bahar dedim, maviye deniz, sarıya güneş, her rengi eşledim, Yüzündeki tebessümü gül, hayalini resim yaptım, ilmik ilmik işledim, Gökyüzü şahit bakışlarıma, ben seni yıldızlar kadar derin düşledim İki gözüm üstünde, bilmem ateş düştü mü yanaklarına, Oğuz Alp Yüksel |
Yüzündeki tebessümü gül, hayalini resim yaptım, ilmik ilmik işledim,
Gökyüzü şahit bakışlarıma, ben seni yıldızlar kadar derin düşledim
İki gözüm üstünde, bilmem ateş düştü mü yanaklarına,
Yüreğine sağlık dost şair.Kutladım selam ile