AŞIKLAR ÖLMEZ
mühür gözlerinindir kilit basılasıca yüreğim...
belik belik örgülerin, tutunacak dalımdır bu yolda. babilin asma bahçesinde, o çirkin piramitlerde saklıdır bulamadıkları saklım sensin, gizim sen, piri faniyim, göremezssen anlarım aşkımı. Derdim bana büyük, ben bana yetmem, sana nasıl yeteyim, Toroslarsın, gülcesin, senin bir yanın güneş, bir yanın ay Şaha kalkmış gibi çıkarım yola, uyuz eşşekten farkım yoktur bir küçük patikada, Gülistanına sokmazlar beni. Hayvanlar geçemez!!! Öldüm derim; Aşıklar ölmez der gülerler... Öyle ya ölen hayvandır, Aşıklar ölmez. Kenan ili bana yakın aslında, senin olmadığın her yer kenan dır bana, Yusuf’u buldum, ben-i kaybettim Ziynetim sensin, ömrüm sandukanda çeyiz, Bir kızıl kuşağım, gümüş bir tepside sana sunulası. Bir al yazmayım, başlar feda edilesicesi başına bağlanacak. Virdim sensin, şeyhim sen, Dergahına sokmazlar beni. Köpekler giremez!!! Öyle ya köpek abdest bozar şafiide, Hanifiyim bilmezler... Bilmezler bilmediklerini bildiğimi, Bilmezler seni sevmesini, sevmek yürek ister, Yüreksizler giremez dediklerinde, bana ait olmayan yüreği bilmezler. O yolu benim yürümediğimi, Ayaklarımın ve ellerimin dillendiğini, Mihrabında aşkımın, seni vaaz ettiğimi bilmezler. Ravilerin; senden söylediklerini, Rivayetin bana ait olduğunu bilmezler. Susmak; Kana kana içirtmemektir seni kelimelere... Susamak, hiç kanamamaktır sevgiliye. Ben hep susuzum, hep hadım ettim sesimin tellerini. Bu vakitten sonra; benim sözüm sana bir zarar vermez... Güle güle sevgili... |
okurken kırk yere yoruyor beyni
kırk fikir ile hem hal olup bir hale düşürüyor bitiminde
halsiz ve hafiflemiş bir yürek sunuyor ellerimize
ve final
Ben hep susuzum, hep hadım ettim sesimin tellerini.
Bu vakitten sonra; benim sözüm sana bir zarar vermez...
Güle güle sevgili...
imgelerin hakkı haddi aşmadığı ama şiiri taşırır bir hal ile devasa güzellikle il diklendiği satırlar
çok çok güzeldi
iki dünya saadeti dleklerimle...