Yoksun Sen...üç beş senenin lafı mı olur...! yoksun artık sen oğlum yoksun... meçhul bir mezarlıkta daha şimdiden toprak oldun... hayal kurma boş yere... yanında ne anan ne baban ne de çocuklar. belediyenin münasip gördüğü yerde senden bir gün önce bir gün sonra gelen en taze ve en uzun süreli komşular... biri emeklidir banka kuyruğunda titretmiştir kuyruğu biri trafik kazası... dua et trafik kazası komşun genç olsun... yoksun oğlum sen artık yoksun... üç beş senenin lafı mı olur... az gelişmiş bir memleketin çok gelişmişi olsan kaç yazar. el istanbul’dan paris’e iki buçuk saatte varır senin beylikdüzü başakşehir arası üç saat üstelik otobanda adım adım gitti paran... tabi... tabi... gişelerde kabahat... ...tir et boş ver sana ne memleketin halinden koyun sürüsünün çobanı boldur üzülme böyle şeyler sahipsiz kalmış her memlekette olur... kıçını yırtsan nafile yine oylarını verecekler müslüman görünen bu kafire... sen yaşamana bak şöyle eli ayağı düzgün dişleri beyaz kalbi temiz bir hatun bul kalmışsa kendine çünkü yaşamaktır bu hayatta ki en ciddi iş tombul olsun biraz biliyorsun önümüz kış... ne bileyim tutuşun el ele sinemaya gidin mesela çekirdek çıtlatın sahilde liseli değilsiniz sarhoş ta olun ara sıra ... bazen rakı balık oradan doğru ...... artık kimin evi müsaitse... yoksun sen oğlum artık yoksun... daha şimdiden toprak oldun... boş ver yazdıklarımı takma o kadar da kafana git birazda sen hayatını yaşa. üç beş senenin lafı olmaz ne kaldı şurada... sorarlar şimdi sana sırat köprüsünü nasıl geçersin? babamın çiftliği mi var öte yanda geçmem kalırım bu yanda dersin... ahad karacan... |