Uzletin bağrında esen sedayı işitiyorumYar… Hangi sabahın Farkındaydım, ayarsızdım Sanki sinemde çöreklenmiş Derd-i gamın hülyasındaydım, Yılgın ve manasızdım Hangi koşturmanın galasındaydım, Ruhumun figanını dinlerken Sessizce niyazdaydım Farkı fark ettiren tesirin ve esinin inşirahı için gönlümün Şadında Araf taydım ve yalnızdım Ne zaman ki Ruhum hıçkırıklarıma şahit olsa O an umutlarım nüveleşerek Gün yüzüne hasreti Ellerini açarak sahibine anlatsa İçim içime sığmasa, Kalbi yanıklığım aşikârsa, Niyetim bilmem ki hangi cenahta Nefsim tezkiye ve terbiyeye İhtiyaçlı olunca, mahcubiyetim Çıkıyor her vakit karşıma Çok mu? Duygusalım, aklı Selimliği kime bırakırım Tahkike erişmeyen Akideyi ne yaparım, şayet Bir hukukum var ise Elbette ki sahip çıkarım Mazi sayfalarında gizlenen İbreti anarım, tarihinden habersiz Bir nesli şimdi nasıl anlarım Yine sukut etmek istiyorum, Uzletin bağrında esen sedayı İşitiyorum, aşk için ne yapıyorum Vakit Nakittir derler lakin Akıl ilim içindir bilmezler Bir kelamı teneffüs ederken Sadır olacağı Tesiri dert edinmezler, Konuşmak için söylerler Ne derleri öncelerler, Kalbin sahibi ne söylüyor Hiç merak etmezler, Taklit etmeyi becerirler Sonra gamın telaşına düşerler, Muhabbet için didinirler, Lafazanlık yaptıklarını hissetmezler Nisa Bahşedilmiş nidadır, Şefkattir, manadır Hasım olmak sanki sünnetullah İçin vakti zuhurattır, gelin Kaynana nakaratı fukaralıktır Bu bakımdan akletmek Fikrin ve zikrin ilgasında mümkündür Edebi hiçe saymak ahmaklıktır Kalp ve ruh insan için vardır, Yoksa yürekten bir farkı Kalmamaktadır, aşk ise ilm-i sanattır Mustafa Cilasun |